31 Mayıs 2018 Perşembe

KİTAP ALIŞVERİŞİM / KİTAPYURDU

Merhaba sevgili blog ailem ❤


Uzun zamandır bir kitap alışverişi yapmadığımı fark ettim ve aradaki açığı kapatmak için, kitapyurdu sitesinden merak ettiğim bazı kitapları aldım. Artık sınavlarım da bittiğine göre vaktimin büyük bir çoğunu kitap okumaya ayırmak istiyorum. Tabi bunun için kpss sınavına ayıracağım çalışma vaktini görmezden gelmem gerekiyor. Neyse konumuza dönelim :)
Kitapların bazıları tavsiye edildiği için bazılarını ise merak ettiğim için aldım. Sabahattin Ali'nin en son kürk mantolu Madonna kitabını okumuştum. (bknz:kürk mantolu madonna kitap yorumu) Okuduğum en güzel ve en içten kitaplardan birisiydi. Kuyucaklı Yusuf kitabını da bir blogger arkadaşımın tavsiyesi üzerine aldım. Sabahattin Ali'nin yazdığı konuları sevdiğimden bu kitabını da beğeneceğimi düşünüyorum.
Şeker Portakalı kitabını küçükken okumuştum ama kitaplığımda yoktu. Yanlış hatırlamıyorsam küçük bir çocuğun acı bir şekilde dünyayla tanışmasını anlatıyordu.
Ahmet Batman kitaplarını duymayan kalmamıştır. Soğuk kahve kitabı ile adından çok söz ettirmişti ama ben o dönemlerde bu tarz kitaplar okumayı pek sevmiyordum. Her türden kitap okumak istediğim için Ahmet Batmanın beni içinden sev kitabına bir şans vermek istedim.
En çok polisiye ve fantastik türünde kitap okumayı seviyorum. Bu yüzden çok merak ederek aldığım fırtına büyücüsü ve Harry Potter kitaplarını aldım

Benim son zamanlarda yaptığım kitap alışverişimin bir kısmı bu şekilde, diğer alışverişimi de ayrı bir yazı da paylaşmayı düşünüyorum. Ayrıca eskisi gibi cuma günlerini kitap yorumlarına ayırmayı düşünüyorum.
Sizin bu kitaplar arasında okuduklarınız veya merak ettikleriniz varsa benimle paylaşırsanız sevinirim ^^

Sevgiyle Kalın ❤









Devamını Oku »

28 Mayıs 2018 Pazartesi

DENEBUNU MAYIS EXCLUSİVE KUTUSU

Merhaba sevgili blog ailem ❤
Yine ortalardan bir kaybolup bir geri geliyorum. Bu kez temelli dönüş yapmış sayılırım. Sınavlarım bitti ve üzerimdeki tüm yükü atmış bulunuyorum. Çalışmam gereken bir Kpss sınavı var ama burayı fazla ihmal etmeden çalışacağım. Gelelim geçenlerde elime ulaşan Denebunu Exclusive kutusuna.
Denebunu sitesinden şu zamana kadar yalnızca ücretsiz 2 kutu elime ulaştı. Yazısını okumak isterseniz buraya ve buraya  tıklayabilirsiniz. Daha önceki yazılarımda Denebunu sitesinin nasıl işlediğinden bahsetmiştim. Önceki yazıları okumak istemeyenler için kısa bir hatırlatma yapayım.
Denebunu sitesine girip üye oluyorsunuz ve profil oluşturuyorsunuz. Üye olduktan sonraki aylarda Denebunu size profilinize uygun olan ürünleri ücretsiz bir şekilde gönderiyor.

mayıs denebunu exclusive

Ayrıca bu sitenin Exclusive kutuları da var. Bu kutulara belirli bir ücret ödeyip sahip olabiliyorsunuz. Bu ücret genelde piyasa değerinden daha düşük oluyor ve gelen ürünler bazen orijinal boyunda bazen deneme boyunda geliyor. Ben mayıs ayında bu görmüş olduğunuz exclusive kutusunu aldım. Bu kutunun fiyatı 39.90 TL.

Ürünler;

  • Loreal Paris Şeker Peelingi - Siyah Nokta Karşıtı 50ml (orijinal boy)
  • Loreal Paris Paradise Maskara 6,4 ml (orijinal boy)
  • Bioderma H2O Senbibo 100 ml

İçlerinde en çok Loreal'in şeker peelingini merak ediyorum. Henüz deneme fırsatım olmadı ama en kısa zamanda deneyip, yorumlarımı paylaşacağım.

Sevgiyle Kalın ❤



Devamını Oku »

15 Mayıs 2018 Salı

ISANA HYDRO BOOSTER GÖZ ÇEVRESİ ROLL-ON ÜRÜN İNCELEMESİ

Merhaba sevgili blog ailem ❤


Bugün blog siteme misafir edeceğim ürün Isana markasına ait bir göz kremi. Bu göz kremini Rosmann mağazasında çalışan bayanın tavsiyesi üzerine almıştım. Hatta geçen yıl yine orada çalışan bir bayanın tavsiyesi üzerine Olay markasına ait bir göz kremi almıştım. Tekrar aynı kremi almak için gittiğimde Olay markasının ülkemizden çekildiğinin ve kullandığım kremin 35 yaş üstü için olduğunu ve genç ciltlerde iyi bir etki bırakmadığını söylediler. O yüzden her çalışanın tavsiyesini dinlememeye çalışıyorum. Yine de Isana'nın bu kreminin tavsiye eden bayan oldukça samimiydi ve kremin genç ciltler için uygun olduğunu, cildi yormadığını ve su bazlı olduğu için ferahlattığını söylemişti. Bakalım söylediklerinin ne kadarı doğru çıkmış :)

Isana Hydro Booster Göz Çevresi Roll-On Özellikleri



⇨ Bu göz çevresi kreminin en sevdiğim özelliği metal başlığı oldu. Hem roll-on şeklinde olması hem de metal olmasından dolayı gözlerimi çok ferahlatıyor.

⇨ Jel kıvamında ve su bazlı bir ürün olduğu için gözlerimde herhangi bir ağırlık yapmadı. Oldukça hafif ve kolay emiliyor.

⇨Ben bu ürünü sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa kullanıyorum. Makyaj altında kullanım içinde gayet uygun.

⇨Kullandıktan sonra hafif yapış yapış bir his oluyor ama hızlı emildiği için o his hemen ortadan kayboluyor.

⇨ Paraben içermiyor oluşu da sevdiğim özelliklerinden birisi.

⇨Yaklaşık 3 aydır kullanmama rağmen benim göz çevremde herhangi bir kuruluk,pullanma,kızarıklık veya alerji gibi bir probleme neden olmadı.

⇨ Benim bu üründen beklentim sadece göz çevreme iyi bir şekilde nemlendirme yapmasıydı.Göz çevrem çok kuru olmadığı için ben nemlendirme özelliğini sevdim. Ancak morluk azaltma,gözlerdeki şişliğe fayda sağlama veya çizgi görünümünü azaltma gibi bir özelliğini göremedim. O yüzden almaya karar verirseniz, beklentinizi çok fazla yüksek tutmayın derim.

⇨ Rosmann mağazasından 12 TL gibi bir fiyata almıştım. Aklımda başka bir göz kremi olduğu için bittikten sonra almam ama daha sonra tekrar şans verebilirim.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Sevgiyle Kalın ❤




Devamını Oku »

11 Mayıs 2018 Cuma

ROSENSE TEMİZLEME KÖPÜĞÜ ÜRÜN İNCELEMESİ

Merhaba sevgili blog ailem ❤



Geçenlerde bir temizleme ürünü arayışındayken Rosense markasının bu temizleme köpüğü ile karşılaştım. Rosense ürünlerinin içerisinde doğal gül özü bulunduğu için çok seviyorum. Hem yüze bakım yapmak hemde temizlemek için en güzel yöntemlerden birisi. Zaman zaman doğal gül sularını tonik olarak veya fısfıslı bir şişenin içinde, buzlukta bekletip özellikle yazın cildimi serinletmek için kullandığım oluyor. Bu ürünü de Watsons mağazasında görüp denemek için almıştım.
Ben bu ürünü genelde akşam cilt bakımında kullanıyorum. Sabahları yüzüme ekstra bir temizleme yapamıyorum. Onun yerine bol su ile yıkayıp,gül suyu ile biraz serinletiyorum.
İlk olarak Rosense temizleme köpüğü tek başına makyajı çıkarmada bana çok yeterli gelmedi.
Bu yüzden ilk önce makyajımı temizleme jeli veya yağı ile çıkardıktan sonra bu ürünü kullanıyorum. Bazen elime çok az alıp hafifçe masaj yaparak uyguluyorum. Bazen de bir pamuk yardımıyla tüm cildimi yavaş yavaş siliyorum. Bu şekilde kullanınca daha iyi oluyor. Göz makyajımı bu ürünle çıkarmıyorum. Gözlerim çok hassas olduğu için çok fazla ürün kullanmak iyi gelmiyor. Zaten cilt makyajını da çok iyi bir şekilde çıkarmadığı için göz makyajından bir beklentim yoktu. Arkasında göz kenarına uygulamaktan kaçının uyarısı var ama bazı kullanıcılar göz makyajını temizlemek için de bu ürünü kullanmışlar, o yüzden belirtmek istedim.


Rosense Temizleme Köpüğünün içerisinde sabun bulunmuyor. Aynı zamanda gliserin ve panthenol içerdiğinden cildi nemlenmesine ve beslenmesine de yardımcı oluyor.
Ben kokusunu çok seviyorum ama eğer koku hassasiyetiniz varsa beğenmeyebilirsiniz.
Benim karma bir cildim var ama ona rağmen bir kuruluk yapmadı. (Ancak kullananların bazılarında kurutma yaptığı için almadan önce iyice araştırın derim.)
Ben bu ürünü Watsons'dan, indirimsiz 22 TL gibi bir fiyata almıştım.
Hafif makyajlarda veya makyaj yapılmadığı zamanlar cildi ferahlatmak için kullanılabilir ama 22 TL vermeye değmez. İndirim zamanında fiyatı düşerse değerlendirebilirsiniz.

Sevgiyle Kalın ❤







Devamını Oku »

9 Mayıs 2018 Çarşamba

GÜNÜN MOTİVASYONU


Sadece pazartesi değil, bu aralar her günüm sendromlu geçiyor. Ancak hafta sonu rahat olabiliyorum. Yaşadığım duruma hafta içi sendromu da diyebiliriz galiba :)
Geçen ay sınavlarım bitti derin bir nefes alabilirim dedim ama daha aldığım nefesi veremeden ikinci sınavlarım başladı. Sınav telaşı,aman alttan dersim kalmasın,hem iş hem de derslere aynı anda yetişeyim çabası, ne kadar sonuç verir bilmiyorum ama düzenli bir çalışma planı olmadan insan her şeye yetişemiyor onu biliyorum.Hem iş, hem ders, hemde sporu aynı anda götürebileceğim bir program yapmaya çalışıyorum ve umarım başarılı olurum. İstediğimiz şeyler,oturduğumuz yerden bize gelmiyor. Bizim onlara gitmemiz gerek. Bunun için küçük de olsa bir adım atmalıyız. En azından oturduğumuz yerden kalkıp,kendimizi adım atmaya hazırlasak bile yine de bir adım atmış sayılmaz mıyız? Hemde büyük bir adım.
Ben bugün sığındığım bahaneleri arkama aldım, yaşayacağım zorluklarla mücadele etmek için gereken cesareti topladım ve ilk adımımı attım.
Emin olun karar vermek bir işe başlamaktan çok daha kolay. Eğer gerçekten hayalleriniz varsa ve onlara ulaşmak istiyorsanız, bazı şeylerden fedakarlık yapmalısınız. Size çok klasik gelen ama doğruluk payı yüksek ve sonuçları olumlu olan şeyleri göz ardı etmeyin. Mesela az film izleyin, çok kitap okuyun. Az uyuyun,çok ders çalışın, Az konuşun,çok dinleyin ve özellikle çevrenizde size gerçekten fayda sağlayacak ve konuştuğu kelimelerle bile size bir şeyler katacak insanlar bulundurun.
Hayallerinizi küçümseyen insanları görmezden, dalga geçen ve yapamayacağınızı söyleyen insanları ise duymazdan gelin. Sadece kalbinizin sesini dinleyin. Düşündüğünüz ve hayal kurduğunuz zaman sizi heyecanlandıran bir hedefiniz varsa sakın ondan vazgeçmeyin.
Yürüdüğünüz yol ne kadar uzun,ne kadar engebeli olursa olsun yürümeye devam edin. Düştüğünüz de kalkmasını,yorulduğunuzda dinlenmesini bilin ama sakın yolun uzunluğundan korkup pes etmeyin. Çünkü o yol sizin hayallerinize çıkıyor. Bu yüzden küçük bir adım atın. Adım atmasını bilene yürümesi hatta koşması kolay gelecektir. Sadece kendinize ve yapabileceğinize inanın yeter.

Sevgiyle Kalın ❤





Devamını Oku »

7 Mayıs 2018 Pazartesi

GARNİER MİCELLAR KUSURSUZ MAKYAJ TEMİZLEME SUYU ÜRÜN İNCELEMESİ

Merhaba sevgili blog ailem ❤

Garnier Micellar Kusursuz Makyaj Temizleme Suyunu bilmeyen yoktur. Benim de ilk cilt bakımına adım attığım üründür kendisi :D Zaman zaman indirime girdiğinde stokladığım bile oluyor. Yine bir Cosmetica alışverişim esnasında (bknz:Cosmetica alışverişim) indirimde görüp (13.90 TL)  hemen almıştım. Hazır yeniden kullanmaya başlamışken sizler içinde yorumlamak istedim.
Anneler günü indirimi de başlamışken ihtiyaca yönelik alışverişlerin dışında,denemek için alınan ürünlerde büyük bir çoğunluk oluşturuyor. Ne kadar çok ürün hakkında bilgi sahibi olursak, bizim için o kadar iyi ^^


GARNİER MİCELLAR KUSURSUZ MAKYAJ TEMİZLEME SUYU ÖZELLİKLERİ 

→ Cilt makyajını temizlemede oldukça başarılı ama göz makyajını yoğun bir şekilde yaptığınız zamanlarda yetersiz kalıyor.
→ Benim cildimde bu zamana kadar sivilce,kızarıklık veya başka bir cilt problemine neden olmadı.
→ Yapısı çok hafif ve su gibi olmasından dolayı,temizledikten sonra cildime verdiği temizlik hissini seviyorum. Kullandığım bazı temizleme sularının aksine cildimi yapış yapış yapmıyor ve bir gerginlik hissi yaratmıyor.
→ Göz makyajını çıkarmada çok başarılı olmasa da ben hafif makyajlarda kullanmayı tercih ediyorum. Temizlerken gözlerimi  yakmaması da sevdiğim özelliklerinden birisi.
→ Benim cildim karma ama ben alırken genelde hassas ciltler için olanını tercih ediyorum. Aynı ürünün Argan yağlı olanını denemiştim ama bu kadar memnun kalmamıştım.
→İçerisinde parfüm yok. Ayrıca su gibi bir ürün olduğu için rahatsız edici bir kokusu da yok.


Ben bu ürünü genelde makyaj temizliğinin 2. adımı olarak kullanıyorum. İlk önce bir makyaj temizleme yağı veya jeli ile makyajımı çıkartıp, Daha sonra GarnierMicellar Suyu ile üstünden geçiyorum. Böylece daha kontrollü oluyor. Eğer çok yorgunsam veya üşengeçliğim üstündeyse bu ürünü ilk adım olarak kullanıyor ve makyajımı iyice çıkarana kadar kullanıyorum. Günlük hafif makyajlar yaptığım için, makyajımı temizlerken çok fazla pamuk harcamıyorum.
Eğer sizde uygun fiyatlı bir makyaj temizleme suyu arıyorsanız Garnier markasının bu ürününe şans verebilirsiniz.
Sevgiyle Kalın ❤



Devamını Oku »

2 Mayıs 2018 Çarşamba

CANAN TAN- EROİNLE DANS KİTAP YORUMU

Merhaba sevgili blog ailem ❤
 
Bugün sizlerle çok beğendiğim ve okumaktan büyük bir keyif aldığım bir kitabı paylaşacağım. Canan Tan'ın bu kitabı ilk başta, insanlarda ön yargı uyandırabiliyor. Ben bu kitabı ilk duyduğumda bir süre okumayı ertelemiş ve içeriğinden emin olmak istemiştim. Okuyan herkesten çok güzel yorumlar duydum ve instagramda okuyan kadınlar kulübünün başlatmış olduğu, her ay bir yazar, bir kitap etkinliğinde bu ay Canan Tan kitapları okunuyordu. Bende fırsat bu fırsat deyip kendime Eroinle dans kitabını seçtim.


Canan Tan Eroinle Dans Kitap Konusu:
Kitabın ana karakteri Eylül adındaki psikoloji öğrencisi olmasına rağmen, benim gönlümde yer edinen kişi Dünya karakteri oldu. Eylül ve Dünya birbirinden zıt kişiliklere sahip iki insanken birbirlerine sımsıkı bağlı iki dost olmayı başardılar. Eylül ailesinin sevdiği,el üstünde tuttuğu, sakin, çalışken ve ölçülü bir kızken Dünya; ailesi tarafından terk edilmiş, her sorununu kendi başına çözmeye çalışmış, zayıf,kırılgan ve umursamaz bir kızdır. Ancak Dünyanın umursamadığı kişi başkaları değil,kendisidir. Kitabın başlarında Eylül ve Dünyanın arkadaşlığı çok güzel gidiyordu. İkisi de üniversiteli oldukları için mutlu iki kişiydi. Ancak Eylül Dünyanın mutlu olmadığını sadece öyle davrandığını,anlattığı ve yüzleştiği gerçeklerle öğrenmiş oldu. Eylül'ün en yakın arkadaşı bir Eroin bağımlısıydı. Kitapta bu kısmı okuduktan sonra Dünya ile arkadaşlık yapmaya devam eden Eylüle içten içe çok kızmıştım. Daha sonra sayfalar ilerledikçe böyle düşündüğüm için kendime kızmaya başladım. Canan Tan bu kitabında sadece eroinin kişiye verdiği zararları anlatmakla kalmamış aynı zamanda insan hayatında açtığı boşluğu ve o boşluğa kimleri çekebildiğini de anlatmış. Eylülün Dünyayı Eroinden kurtarma çabalarını ve bu uğurda yapmam dediği şeyleri yaptığını, zararlıda olsa denemekten zarar gelmez diye kendi kendini kandırması ve zararlarını tüm yaşamında görmesine rağmen bir türlü kopamamasını büyük bir hayret ile okudum. Dünya'nın yaşadıkları, her sıkıntısında  eroine sarılması ve mücadelesi bazı sayfalarda gözlerimi yaşartmaya yetti. Bazen kendimi, gerçek hayatta Dünya gibi olan insanları düşünürken buldum. Eylülün çabasını ve desteğini canı gönülden destekledim. Kitabın sonuna henüz gelmeden karakterler için kafamda bir son belirledim. Sorunlarından kurtuldukları, mutlu oldukları ve eroinin gerçek yüzünü gördükleri bir sondu benim ki. Ne yazık ki Canan tan kitabının sonunda da bizi hayatın gerçekleri ile yüzleştirdi. Hayatın toz pembe olmadığını, bir hiç uğruna kendimize nasıl acı çektirdiğimizi bir kez daha gösterdi. Spoiler vermek istemiyorum ama kitabın sonu beni derinden etkiledi. Son sayfaları okurken bir otobüs yolculuğu yapıyordum. Ağlamamak için kendimi zor tuttum ama yine de engel olamadım. Sadece kitapta yaşananlar değil,yaşadığım dünyada da öyle insanların olduğunu bilmek,herhangi birinin sırf dertlerini unutmak ve acısını hafifletmek için sığındığı eroinin altın vuruşunun kurbanı olması beni derinden etkiledi.
Umarım bu kitabı herkes okur. Özellikle gençlerin kesinlikle okuması gereken ve tavsiye edilmesi gereken bir kitap. Canan Tanın bu eseri benim unutulmaz kitaplar listemde yerimi almayı başardı.

Siz bu kitabı okudunuz mu? Kitap hakkında neler düşünüyorsunuz?
Benimle yorum olarak paylaşırsanız çok sevinirim.

Sevgiyle Kalın ❤


Devamını Oku »