27 Şubat 2018 Salı

PRİSON BREAK DİZİ ÖNERİSİ

Merhaba sevgili blog ailem ❤

İş yerindeki yoğunluktan dolayı bir türlü vakit bulup yeni bir yazı giremedim.Ancak dizi ve film izlemeye her zaman vakit buluyorum. Bu da bir itiraf olsun :D
Son zamanlarda izlediğim bir yabancı dizi var ki, iş yerinden eve adeta uçarak gitmemi sağlıyor. O derece etkisinde kaldım.



Eminim bu diziyi bir çoğunuz duymuş hatta bir çoğunuz da izlemiştir.İlk sezonun yayınlandığı tarih 2005-2006 yılları olduğu için oldukça eski ve bilinen bir dizi olması da normal.
Maalesef ben bu diziyi yeni keşfettim. Hatta keşfetmekten ziyade İnternet de
yaptığım araştırmalar da bu dizi hep izlenecek yabancı diziler listesinde yer alıyordu. Konusu da ilgilimi çekince bir şans vermek istedim. İyi ki de o şansı verip böyle bir dizi izlemeye başlamışım. Şu an 2. sezonun başlarındayım o yüzden dizinin gidişatı hakkında size pek bilgi veremem ama konusu ve dizi hakkındaki ilk izlenimlerimi sizlerle paylaşabilirim.

Konusundan kısaca bahsedecek olursak;

Dizinin en sevdiğim karakteri olan Michael Scofield  bir çeşit nöropsikiyatrik(bunu okumak zorunda kaldığınız için üzgünüm) bir hastalığa sahip olan inşaat mühendisidir. Ancak hastalığı onu hasta yapmaktan çok bir deha yapar ve idama mahkum edilen abisini hapishaneden kurtarmak için çeşitli mücadeleler verir. Abisi başkan yardımcısının kardeşini öldürmekle suçlanır ve kimsenin bilmediği, büyük bir titizlikle hazırlanmış bir komplonun kurbanı olur. Abisinin suçsuz yere idam edilmesine engel olmak isteyen Michael, işe bir banka soymaya kalkarak hapishaneye girmekle başlar. Böylece abisine daha yakın olacak ve kusursuz kaçış planını başarı ile uygulayabilecektir. Ancak ilk başlarda işler beklediği gibi gitmez. Hapishane şartları,acımasız gardiyanlar, kaçış planını öğrenen beklenmedik misafirler ve Michael'ın, doktoru Saraya olan aşkı işin içine girer ve durumu bir hayli zorlaştırır. Ancak Michael'in zekası ve vücuduna ince ince işlenmiş olan Fox River
hapishanesinin planı sayesinde sonunda kaçmayı başarırlar. Dizinin ilk sezonunda abisini kurtarmak için her şeyi göze alan Michael Scofield,İdam edilmekten kardeşi sayesinde kurtulan Lincoln Burrows,Adam kaçırma,cinayet ve çocuk tacizi suçundan hapishaneye atılan Theodore Bagwell (T-Bag), Aşkı için boş bir silahla market soyarken yakalanan ve Michael'ın hücre arkadaşı olan Fernando Sucre, Ordudaki dürüstlüğünden dolayı ordudan atılan ve kaçak kamyon işinde çalışırken yakalanıp hapse atılan Benjamin Franklin ve cinayet başta olmak üzere çeşitli suçlardan dolayı hapise atılan John Abruzzi hapisten kaçan isimleri oluşturuyor. Tabi ki her şey hapishaneden kaçınca bitmiyor aksine daha büyük sorunlar ve daha büyük tehlikeler ortaya çıkıyor. Tam bir kaçma kovalama dizisi diyebiliriz.



Dizi Hakkında ki Yorumlarım;

Diziyi yazının başında da ne kadar beğendiğimi söylemiştim.İzlemekte çok geç kaldığım bir dizi. İlk sezonunda sevmediğim tek karakter Burrows'un avukatı ve en büyük aşkı olan Veronica Donovon karakteri oldu. Sevmeme nedenim kesinlikle oyunculuğu değil onun oynadığı bölümlerdi. Her duyduğuna balıklama atlayan ve bazı şeylerden  korkmasına rağmen bir o kadar da dikkatsiz oluşuna çok sinirlendim. Tabi bunda oyuncunun bir suçu yok :D
 Michael Scofield (Wentworth Miller) ise bence bu diziye en uygun başrol oyuncusu olmuş. Hapishane sahneleri,gardiyanlar ve sürekli bir gerginlik halinin olması ister istemez izlerken sizi de strese sokuyor. Onun dışında Michael ve Sara benim izlediğim yere kadar büyük bir aşk yaşamadılar ancak aralarında ki çekim ve uyumun çok iyi olduğunu düşünüyorum. Hapishaneden kaçmasına hiç sevinmediğim birisi varsa o da kesinlikle T-bag karakteri oldu.Adam bildiğiniz bir psikopat. Dizinin konusu ve işleyiş mantığı insanı içine çeken türden. İsteseniz de izlemeyi bırakamıyorsunuz. Ayrıca bir kaç yerinde ters köşe de yapılmıştı. Ben genelde dizinin gidişatını tahmin etmeye çalışıyorum ama hep başka bir senaryo ile karşılaşıyorum. O yüzden tahminde bulunmayı bıraktım :D
Dediğim gibi ben sadece 2. sezonun başlarına kadar gelebildim. Belki öneride bulunmak veya kesin izleyin demek için acele etmiş olabilirim ancak dizinin bitmesini bekleyemedim. Dizi bittikten sonra genel bir dizi yorumu yazısı eklerim diye düşünüyorum. Dizinin 6. sezonu henüz çekilmedi diye biliyorum. Bazı haberler 6.sezonun çalışmalarına başlandığını yazmışlar ancak maalesef bu konu hakkında pek fazla bilgim olmadığı için sizi aydınlatacak bir şey söyleyemem.

Şimdilik dizi hakkında ki ilk izlenimlerim ve yorumlarım bu şekildeydi. Umarım ilerleyen bölümlerde heyecanı yükseklerde tutmaya devam ederler.. Eğer bu tarz dizileri seviyorsanız eminim sizde bu diziyi çok severek izleyeceksiniz. Sizin de bana önerebileceğiniz yabancı diziler varsa yorum olarak yazarsanız çok sevinirim ❤

Devamını Oku »

20 Şubat 2018 Salı

AYAK KOKUSU NASIL ENGELLENİR?



 Ayak kokusu hemen hemen her insanın ortak problemidir. Yanlış ayakkabı seçimi,uzun bir süre ayakta durmak veya giydiğimiz çoraplar ayaklarımızın terlemesine ve bakteri oluşumuna yol açarken aynı zamanda kötü kokuyu da  beraberinde getirirler. Ayak kokusunun en büyük nedenlerinden birisi uzun bir süre kapalı bir ortamda ayakkabı ile durmaktır. Demek istediğim çalışan bir insansanız sürekli iş yerinde ayakkabı ile durmak zorundasınızdır ve bu durum da ayaklarınız hava almadığı için daha fazla terlemeye ve daha yoğun bir koku oluşumuna sebep olur. Tabi ki çalışma ortamında veya okul ortamında ayakkabılarımızı çıkarıp oturamıyoruz. ancak bir kaç yöntem ile ayak kokusunun ve ayakkabı kokusunun önüne geçebiliriz.

AYAKKABI VE ÇORAP SEÇİMİNE DİKKAT EDİN

Ayak kokusunun en önemli nedenlerinden birisi şüphesiz yanlış ayakkabı seçimidir. Bazı ayakkabılar ayaklarınızın daha fazla terlemesine neden olur. Hiç hava almayan ayakkabıları tercih etmeyin. Aynı zamanda teri tutan ve pamuklu çoraplar tercih ederseniz ayak kokusunu önlemiş olursunuz.


AYAKKABILARINIZI HAVALANDIRMAYI İHMAL ETMEYİN

Ayakkabıları havalandırmak oluşan bakterileri ve kötü kokuyu dağıtmaya yardımcı olur. Ne kadar ayaklarınızı temiz tutsanız da ayakkabıda kötü koku gitmediği sürece ayaklarınızda aynı şekilde kokmaya devam edecektir. Ayakkabılarınızı çıkardıktan sonra mutlaka balkonda veya hava alabilecek bir yerde bekletin.Aynı zamanda bir ayakkabıyı uzun bir süre giymemeye de özen göstermelisiniz.

DOĞAL YÖNTEMLERDEN FAYDALANIN 

Ayakkabı ve ayak kokusunu gidermek için son derece doğal yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemler sayesinde kendinizi bu sorundan kolayca kurtulabilirsiniz.

ÇAY: En sık kullanılan doğal yöntemlerden birisi çaydır. Çayı ister ayaklarınızı bakterilerden temizlemek ve terlemeyi azaltmak için, isterseniz de ayakkabı kokusundan kurtulmak için kullanabilirsiniz. 2-3 adet poşet çayı çaydanlıkta demleyip, yarısına kadar su doldurduğunuz leğenin veya kovanın içerisine atın. Ardından ayaklarınızı 15 dakika suyun içerisinde bekletip kurulayın. Ayakkabı kokusundan kurtulmak için ise,kuru çaydan az miktar alıp ayakkabınızın içine dökün ve bir süre bekletin. Bu sayede kuru çay ayakkabıda ki kötü kokuyu hızla yok edecektir. 

LAVANTA YAĞI: Lavantanın sakinleştirici,uyku düzenleyici ve ferahlatıcı bir etkisi olduğu gibi aynı zamanda bakteri temizleme gibi etkileri de vardır. Lavanta yağı hem kötü kokuya neden olan bakterileri temizler hem de mantar oluşumunu önlemeye yardımcı olur. Aynı zamanda kokusu ile de ayaklarınızın daha temiz kokmasını sağlar. Ilık suyun içerisine 10 veya 15 damla kadar lavanta yağı damlatıp bir süre ayaklarınızı ılık suyun içerisinde bekletin. Bu işlemi haftada 2 defa uygulamanız yeterli olacaktır.

SİRKE: Bakterilerin baş düşmanı olan sirke, bizleri ayak kokusundan kurtarmada oldukça önemli bir rol oynuyor. ılık su dolu bir leğenin içerisine 1 veya 2 su bardağı sirke doldurun ve ayaklarınızı bu suyun içerisinde 15 dakika kadar bekletin. Daha sonra bol su ile yıkayın.

Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Eğer sizde bu konudan dolayı rahatsızlık duyuyorsanız burada ki yöntemlerden faydalanabilirsiniz. Ayrıca nasıl cildimize veya tırnaklarımıza bakım yapıp,özen gösteriyorsak aynı şekilde ayaklarımıza da gereken özeni göstermeliyiz. Çeşitli ayak bakım ürünleri ile ayaklarınıza bakım yapabilirsiniz. Ayrıca topuklarınızı ölü derilerden arındırmayı da ihmal etmeyin.

Sevgiyle Kalın ❤







Devamını Oku »

15 Şubat 2018 Perşembe

LINDA HOWARD - GÖZYAŞLARIMI SİLDİĞİM GÜN KİTAP ÖNERİSİ

Merhaba sevgili blog ailem ❤

2018 yılında kendime belirlediğim hedeflerimden birisi her hafta bir kitap okumak ve burada sizlerle paylaşmaktı. Kitap okumaya ocak ayı itibari ile başladım ancak okuduğum kitapları sizlerle paylaşmaya pek fırsatım olmadı.



2018 yılının ilk okumasını Linda Howard'a ait gözyaşlarımı sildiğim gün kitabı ile açmış oldum. Genelde bir kitap almadan önce kapağına ve arka taraftaki yazısına çok dikkat ediyorum. Yaptığım bir ön yargı değil ama kendimce konusu ile beni etkileyen kitapları almak ilk tercihim oluyor. Bu kitap da konusu ile beni oldukça etkiledi. 
Kitabın konusuna değinmeden önce yazarla ilgili düşüncelerimi paylaşayım. Bu kitap, yazarın okuduğum ilk kitabı ve açıkçası beklentim o kadar yüksek değildi. Hem dram ağırlıklı olduğunu düşündüğümden hem de yazarın daha önce hiç bir kitabını okumamış olmamdan dolayı okumayı bir süre erteledim.Daha sonra konusuna olan ilgimden ve böyle bir kitabın mutlaka bir şansı olması gerektiğinden okumaya başladım ama ne okuma :D 2 gün içerisinde bitirdim kitabı. Öyle ki tüm aile içeride televizyon izlerken ben kendimi odaya kapatıp bu kitabı okuyordum. İtiraf etmeliyim ki kitap düşündüğümden çok daha iyi bir şekilde kaleme alınmıştı. Yazarın hayal gücü, kitabın konusu,karakterleri ve olayların anlatılma biçimi benim çok hoşuma gitti. İçerisinde yürek burkan  yerler var ancak tüm sayfalarda drama ağırlık verilmemiş. Aksine içerisinde bol miktarda macera,polisiye ve aşk barındırıyor. Kitabın hiç bir yerinde sıkılmadım ve her sayfasını büyük bir merak ile okudum. Mutlaka okunması gereken bir kitap. Özellikle her kadının böyle bir kitabı okuması gerektiğini düşünüyorum.


Kitabın konusundan kısaca bahsedelim.
Milla ve David çiftinin oğulları olan Justin bir çocuk çetesi tarafından kaçırılır.Mutlu bir evlilikleri olan çiftin hayatı bu felaketten sonra tamamen değişir. Milla oğlunun kaçırıldığını ve onsuz hayatına devam etme fikrini kabul edemez ve çok zor zamanlar geçirir. Kendi bebeği ile birlikte diğer kaybolan kişileri bulmak için bir dernek kurar ve o dernekte gönüllü olarak canla başla çalışmaya başlar. Bir yandan diğer kaybolan insanları ararken diğer yandan kendi bebeğinin izini de sürmeyi ihmal etmez. Justinin kaçırılma olayını araştırırken eline bir isim geçer. Milla, insanların ismini duyduğunda titremeye başladığı ve namının tüm ülkede yayıldığı bir tetikçi olan Diaz'ı aramaya başlar. Diaz ile bir araya geldiklerinde ise gerçekler bir bir ortaya çıkar. İkili arasında mükemmel bir aşk başlarken,üstü kapanan olaylar da gün yüzüne çıkmaya başlar. Milla hem bebeğini kaçıranlar ile hem de Diaz'ın gizemi ile başa çıkmaya çalışır. Diaz ise her ne kadar sert ve Milla'ya karşı uzak görünse de onu korumak ve bebeğini bulmak için elinden gelen her şeyi yapar.

Bundan sonrası yüksek dozda spoiler içerir. 

Kitabın konusu ile ilgili olan yorumlarımı okumadan önce lütfen uyarımı dikkate alın. Çünkü bol miktarda spoiler vermeyi düşünüyorum :D
Çocuğunu kaybeden anne konulu belkide çok kitap okumuşumdur ama maalesef hepsinin konusu akılda kalmıyor. Bu kitap konusu ile ve olayların anlatılış biçimi ile akılda kalabilecek bir kitap. Kitap karakterlerinden ise hiç şüphesiz Diaz karakteri uzun bir süre aklımdan çıkmaz. Ben sanırım kötü karakterleri, iyi ve eğlenceli karakterlere göre daha çok seviyorum. Diaz karakterini de bir o kadar sevdim. En çok sevdiğim yönleri şüphesiz Milla için yaptıkları ve hedefini hiç şaşırmaması oldu. Milla ise benim gözümde gerçek bir anne. Çocuğu kaçırıldıktan sonra her gün onu arayan hiç bir zaman pes etmeyen ve yalnız başına büyük sorumluluklar alan bir kadın olarak gözümde artı puanlar kazandı. Ancak Millanın eşi David için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.
Milla tek başına çocuğunu bulmak için bir savaş verirken onu yalnız bırakması hiç hoşuma gitmedi. Hele ki evlenip 2 çocuğuna babalık yaparken Justin'ı Milla'nın yarısı kadar bile düşünmemesi en sinir olduğum kısımlardı.
Kitap genel olarak sürükleyici ve polisiye ağırlıklıydı. Bazı yerlerde hüngür hüngür ağladım bazı yerlerde ise sevinç çığlıkları attım. Özellikle Milla ve Diaz'ın bölümlerini yüzümde bir tebessüm ile okudum. Milla'nın oğlunu bulduğu an en duygulandığım yerlerden birisiydi.Özellikle on yıl boyunca oğlunu aradıktan sonra onun iyiliği için karşısına çıkmamasının bir annenin yapabileceği en büyük fedakarlık olduğunu düşünüyorum. Milla'nın hem yakın arkadaşı hemde doktoru olan ve bebeğinin kaçırılmasını sağlayan kişi ise kitaptaki en sinir olduğum karakterdi. Kadının pişkinliğine ve umursamazlığına diyecek laf  bile bulamıyorum.
Kitabın sonu ise hayal ettiğimden daha güzel bitti. Milla ve Diaz'ın evleneceklerini tahmin etmiştim ancak Diaz'ın güvenlik amiri olarak işe başlayacağı ve iki çocuk babası olacağı hiç aklıma gelmezdi. Kötülerin cezasını bulduğu, iyilerin mutlu olduğu ve Milla'nın oğluna kavuştuğu bir son bu kitaba yakışabilecek en güzel sondu.

Umarım sıkılmadan okumuşsunuzdur. Eğer bu tarz kitapları seviyorsanız mutlaka bu kitaba da bir şans verin derim. Sizinde bana tavsiye edebileceğiniz kitaplar varsa yorum olarak bildirebilirsiniz.

Sevgiyle Kalın ❤













Devamını Oku »

11 Şubat 2018 Pazar

SEVGİLİLER GÜNÜ İNDİRİMİ ALIŞVERİŞİM

Merhaba sevgili blog ailem ❤

İndirimden sağ çıkanlar buradalar mı? Ben bu indirimi hafif bir hasarla atlattım demek isterdim ancak maalesef her indirim zamanı büyük bir zarara uğruyorum. Bu indirimden yaptığım tamamen ihtiyaca yönelik bir alışverişti. En azından kendimi bu şekilde avutayım ^^
Bakalım indirimden neler almışım.


Pek fazla far kullanmasam da makyaj masamda mutlaka far paletleri bulunduruyorum. Wet n wild far paletlerini hem renk hem de pigmentasyon olarak çok başarılı bulduğumdan bu indirimde bir tane aldım. Aynı zamanda bir tanede wet n wild color icon (E3282) allık adım. Son olarak çok severek kullandığım Eklips markasına ait bir makyaj süngeri alarak Gratis alışverişimi sonlandırdım. Bu markanın mağazada kalan son makyaj süngerini almaktan da gurur duyuyorum :D 

Watsons dan tamamen ihtiyaca yönelik bir alışveriş yaptım. Ablama ve kendime Revolution markasına ait yoğun bir aydınlatıcı aldım. Bu aydınlatıcıyı mağazadaki görevli bayan tavsiye etti ve denediğimde de çok beğendim. Yine ablama golden rose stick kontür kaleminden aldım.Sürümü ve dağıtması daha kolay olur diye düşünüyorum. Uzun zamanadır güzel ve yoğun bir kapatıcı arayışındaydım. Loreal paris true match kapatıcı da indirimde olduğu için hemen bir tane de ondan kaptım.


Watsons dan aldığım bir diğer ürünler ise Elidor doğanın enerjisi serisinden Limon ve yeşilçaylı şampuanı,Urban bloom baby bloom kuru şampuanı ve çift yönlü makyaj temizleme pamukları oldu. 

Ürünlerin Fiyatları;
  • Wet n Wild Comfort Zone (E738) Far Paleti   14,95 TL (Gratis)
  • Wet n Wild Mellow Wine (E3282) Allık         10:90 TL (Gratis)
  • Eklips Makyaj Süngeri - Blender Makeup       5,95   TL  (Gratis)
  • Revolution Liquid Highlighter - Aydınlatıcı    23,90 TL (Watsons)
  • Golden Rose Stick Kontür Kalemi                  17,90 TL (Watsons)
  • Loreal Paris True Match Kapatıcı (2/N)          25,25 TL (Watsons)
  • Elidor Doğanın Enerjisi Şampuanı                  10:95 TL (Watsons)
  • Urban Care Kuru Şapmuanı                            14, 90 TL  Watsons)
  • Çift Yönlü Makyaj Temizleme Pamuğu          2,99  TL (Watsons)

İndirim bitmeden yaptığım alışverişi sizlerle paylaşmak istedim.Belki yardımcı olur. Sizinde  denemem gerektiğini düşündüğünüz ve mutlaka almalısın dediğiniz ürünler varsa, yorum olarak benimle paylaşırsanız sevinirim.

Sevgiyle Kalın ❤







Devamını Oku »

7 Şubat 2018 Çarşamba

NİP+FAB GLYCOLİC FİX DAİLY CLEANSİNG PADS - YÜZ TEMİZLEME PEDLERİ İNCELEME

Merhaba sevgili blog ailem ❤


Nip + Fab markası ile geçtiğimiz kurban bayramı indiriminde tanışmıştım.Pure beauty GeoAqua ultra hydrating nemlencirici alana bu temizleme pedlerini hediye etmişlerdi. Daha önce hiç bu markanın ürününü kullanmamış birisi olarak dolabımda dursun bir ara kullanırım düşüncesi içerisindeydim.  Neyse ki 1 ay önce bu düşünceden kurtulup kullanmaya başladım.
Kutunun içerisinde toplamda 60 adet yüz temizleme pedi bulunuyor. Pedlerin bir tarafı dokulu yani hafif kabarık bir şekildeyken,bir tarafı ise düz bir yapıya sahip. İçerisinde glikolik asit içerdiğinden her cilde uygun olduğunu düşünmüyorum. Bende yapmadı ancak bazı ciltlerde yanma veya tahriş yapabilir. Ürün, lekeleri azaltmayı,cildi nemlendirmeyi,canlandırmayı ve pürüzsüz bir cilt  vaat ediyor.


Peki vaatlerini yerine getirdi mi?

Ben bu pedleri günde sadece 1 defa akşam cilt bakımından sonra en son aşama olarak uyguluyorum.Kullanım önerisinde de olduğu gibi yüz,boyun ve dekolte bölgesine uygulamak gerekiyor. İçerisinde yoğun bir şekilde glikolik asit bulunduğu için sabah ve akşam kullanmaya cesaret edemedim.Fazla bastırmadan ve yavaş hareketler ile uygulandığında ciltte her hangi bir probleme neden olmuyor. Yaklaşık 1 ay boyunca her akşam düzenli kullandığım için gözlemlediğim sonuçları rahatlıkla sizlere aktarabilirim.

Benim cildimde geçen seneden bu yana geçmeyen sivilce lekeleri vardı ve yanlış ürün kullanımından dolayı yüzümde daha belirgin olmaya başladılar. Bu ürünü kullandıktan sonra tamamen geçmeseler de gözle görülür bir şekilde renginin açıldığını ve leke görünümünün azaldığını söyleyebilirim. Ayrıca cilt rengini eşitleme de ve yüzdeki kızarıklıkları gidermekte de çok başarılı buldum. Kendiliğinden tonikli bir ürün olduğu için bu ürünü kullanacağınız zaman tonik kullanmanıza gerek olmadığını düşünüyorum.
Bu ürünün sevdiğim bir diğer özelliği ise cildimi eskisine göre daha aydınlık ve daha sağlıklı göstermesi oldu. Yanlış hatırlamıyorsam indirimli fiyatı 40 TL civarında olması lazım.Yedeklemek için 14 şubat indirimini beklemem gerekecek sanırım. Son olarak eğer cildinize sivilce lekesi veya renk eşitsizliği varsa bu ürünü düzenli bir şekilde kullanabilirsiniz ancak yüzünüzde sizi rahatsız edecek bir şey yoksa iyice düşünüp karar vermeden almayın derim. Çünkü glikolik asit ilk kullanımlarda yüzde sivilceye neden olup, daha sonra cildi ölü deri ve sivilcelerden arındırıyor.Ürünü sabırlı ve düzenli bir şekilde kullanmalısınız. Ayrıca kullandıktan sonra yüzünüze güneş kremi sürmeyi ihmal etmeyin.
Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Sevgiyle Kalın ❤













Devamını Oku »

6 Şubat 2018 Salı

DENEBUNU ARALIK AYI KUTUSU

Merhaba sevgili blog ailem ❤



Geçtiğimiz günlerde denebunu aralık ayı kutusu elime ulaştı.En son ekim ayı kutusunu burada paylaşmıştım. Denebunu hakkında ayrıntılı bilgi ve ekim ayı kutusunun içeriğini görmek için buraya tıklayabilirsiniz. Aralık ayı kutusunda ilk olarak güzel bir yeni yıl mesajı ile karşılaştım.Normalde uzun bir süre üye olup hiç kutu alamayan arkadaşlarımız da var. Sizde uzun süre üyesi olup denebunu kutusu alamadıysanız büyük ihtimal sayfayı sürekli takip etmediğinizden olabilir. Arada bir mailinizi ve Denebunu sayfasını takip etmenizde fayda var. Aslında bu durum biraz şans meselesi sanırım. Tabi ki kullandığınız ürünleri yorumlamak da bir o kadar etkili oluyor.
Bakalım Aralık ayına özel gönderilen kutuda neler varmış.



Ürünler;

  • Perwoll Yenilenen 3D Siyah Etki 90 ml 
  • Molped Ultra Ped(1 adet normal + 1 adet gece)
  • Scoth Brite Kullan At Islak Mutfak Bezi (50 adet)


Ürünlerin yanında aynı zamanda Migrostan yapılan molped alışverişinde %30 indirim,scoth brite alışverişinde 5 TL indirim ve bonprix sitesinden yapılan alışverişler için 25 TL indirim kuponu yer alıyor. Şubat ayı kutusu yayında vakit kaybetmeden kontrol edin ^.^


Sevgiyle Kalın ❤


















Devamını Oku »

5 Şubat 2018 Pazartesi

KİTAP SEÇ ALIŞVERİŞİM

Merhaba sevgili blog ailem ❤




Uzun bir aradan sonra nihayet yeni bir yazı girebiliyorum. Ocak ayında açık öğretim sınavım için kitap seç sitesinden bir alışveriş yapmıştım. Çoğunlukla okuduğum bölüm ile alakalı kitaplar aldım.Sizinle paylaşabileceğim sadece 2 kitap var ancak bu iki kitapta birbirinden güzel. Birazdan ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.Normalde kütüphanemdeki, okumadığım kitapları okuyup bitirene kadar yeni bir kitap almayacaktım ancak yine dayanamadım. 


Kurallar Kitabı - Merthan DEMİR

Bu kitaba instagramda gezinirken çok fazla denk geliyordum ancak bir türlü almak aklıma gelmiyordu. En sonunda alışveriş yaparken indirim kısmında görüp hemen aldım.12.90 TL gibi bir fiyata almıştım.1 günde okunup bitebilecek bir kitap. İçeriğini yazarında dediği gibi hayata yön verecek kurallar oluşturuyor. Buraya sizin için birkaç kural bırakıyorum.

Kural 5: Farkındalık oluşturmak için farklı değil,farkında olmak gerekir.Gözlerini aç, çevreni izle ve fark et.
Kural 139: Kalbinin duvarlarını hiç kimse için yıkma! Sana gerçekten gelecek kişi o duvarları aşmasını bilecektir.
Kural 439: Mutlu olmak değil,mutlu kalabilmek için çabala...


Yazsam Roman Olur (13.90 TL)

Bu kitabın yazarını belirtmedim çünkü bu kitabın yazarı sizsiniz. Kitap dediğime bakmayın aslında boş bir defterden ibaret. İçerisinde hayal gücünüzü destekleyecek ve sizi yazı yazmaya teşvik edecek yazılar yer alıyor. O yazının başlığına göre devamını getiriyorsunuz. Ben oldum olası yazı ve hikaye yazmayı seven bir insan olduğum için görür görmez hemen aldım.İyi ki de almışım.


Her sayfasında bu şekilde yazılar yer alıyor. Hem doldurması eğlenceli hem de kitaplığınızda kendinize ait bir kitabınız bulunmuş oluyor. Hatta sadece kendinize almayıp sevdiklerinize de hediye olarak alabilirsiniz. Hayal gücümüzün sınırlarını zorlayalım bakalım :)


Bu gördüğünüzde bir kitap değil maalesef bir not defteri. Rahmetli Münir Özkul ve Adile Naşit'in en güzel gülümsemesinden ortaya çıkan bu güzel not defterini,iş yerinden çok sevdiğim bir ablam hediye etti. Kitaplığımda ki en güzel köşede duruyor ve yazmaya kıyamıyorum. Bence bu tarz bir not defteri de sevdiklerinize çok güzel bir hediye olabilir. 
Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Sizin bana önerebileceğiniz kitaplar veya bu tarz defterler varsa yorum olarak bildirirseniz çok sevinirim.

Sevgiyle Kalın ❤

Devamını Oku »