27 Nisan 2018 Cuma

KASTAMONU-CİDE GEZİSİ

Merhaba sevgili blog ailem ❤

Bu hafta sonu benim için oldukça yoğun geçti. 23 Nisan tatilini hafta sonuna ekleyip 3 günlük bir kaçamak yaptım. Hem size güzel bir gezi yazısı yazmak, hem de kafamı dinlemek için bu tatil bana çok iyi geldi. Her ne kadar 2 günüm yollarda geçmiş olsa da kesinlikle değdiğini düşünüyorum. Ne yazık ki iş yerindeki yoğunluğumdan dolayı yazı yazmayı biraz geciktirdim.^^


Kastamonun Cide ilçesini birçok insan gibi bende pek bilmiyordum. 2014 yılında üniversite tercihlerinde araştırma yaparken denk geldim ve ablamla beraber buradaki okulu tercih ettik. Ablamla ilkokul,ortaokul ve lise zamanlarını hep birlikte okuduk. Şansımıza üniversitemizde aynı okula çıkınca Cide ile tanışma fırsatımız oldu. Okuduğumuz zamanlar boyunca bize çok güzel ev sahipliği yaptı. Hep böyle bir yerde yaşamının nasıl olduğunu merak ederdim. 2 yıl boyunca merakımı fazlasıyla gidermiş oldum :D


Hazır konusu açılmışken öğrenci evimizi de paylaşıp geçmişe gönderme yapayım :) Olur da okumak için gitmek isteyenleriniz olursa yurtta kalmak dışında öğrencilere kiralanan, bu şekilde eşyalı dairelerde var. Biz açık renk olan binanın çatı katında ablamla birlikte kalmıştık. Kiraları da oldukça uygun.
Cide çok büyük bir yer değil. Nüfusu oldukça az ve çoğu kişi büyük şehirlere, özellikle İstanbul'a göç etmiş. Sakinlik ve doğayı sevenlere hem tatil hemde okumak için çok güzel bir yer. Ancak Alışveriş merkezi,sinema veya oyun alanları olmadığı için hareketli yaşam tarzına sahip insanlar biraz sıkılabilirler.


Gördüğünüz gibi gayet küçük ve şirin bir Üniversite  ^^
Cide, Rıfat Ilgaz'ın memleketi olduğu için,okulun adının, Cide Rıfat Ilgaz Meslek Yüksek Okulu olması ayrı bir gurur.


Burası da Üniversitenin kendisi kadar mütevazi yemekhanesi

Cide de doğa ile baş başa kalabileceğiniz birçok yer var. Öğrencilik hayatım boyunca en çok yaptığım aktivite piknik yapmak,yürüyüş yapmak,sahilde dolaşmak ve bisiklet sürmekti. Küçük bir yer olduğu için neredeyse herkes gidecekleri yere bisikletleri ile gidiyorlar. Bütün marketlerin,pazarın, giyim yerlerinin bulunduğu yer ise Çarşı diye adlandırdıkları yerde. Hafta içi 15 dakika, hafta sonu yarım saatte bir gelen minibüsler ile çarşıya kadar gidebiliyorsunuz.



Buram buram samimiyet kokan bu fotoğraf karesini de buraya bırakayım.



Tecrübelerime dayanarak söylüyorum Cide de kışın hayat yok. Kışın sokakta pek fazla insan göremezsiniz. Kafelerin büyük bir çoğu yazın açılıyor. Yazın hem şehir dışında ki insanlar hemde birçok turist geldiği için canlı ve cıvıl cıvıl bir yer oluyor. Tüm insanlar sokağa dökülüyor ve gece geç saate kadar canlı müzikler,oyunlar, eğlenceler düzenleniyor.



Denizinin ise bazı yerleri derin ve dalgaları daha yoğun. Ayrıca çok fazla taş olması nedeniyle biraz rahatsızlık veriyor. Yazın insanlar plajda denize girmeyi tercih etse de çok fazla kalabalık olması nedeniyle bu alanlarda tercih ediliyor.




Maalesef sadece 1 gün kaldığım için çok fazla yer gezme ve fotoğraf çekme fırsatım olmadı. Yalnızca ablamın evinin bulunduğu alandan birkaç fotoğraf almaya çalıştım. Bir sonraki hafta tekrar gitmeyi düşünüyorum. O zaman daha fazla fotoğraf çekerim. Cide'nin en sevdiğim yanı bir tarafın yemyeşil, bir tarafın masmavi olması. Öğrencilik zamanımızda ablamla birlikte, minik çatı katımızda denize karşı çaylarımızı yudumlar, sonra kendimizi yeşilliklerin arasına atar ve voleybol oynardık. 


Burası da Gideros Koyu. Bana göre Cide'nin en güzel yerlerinden birisi. Suyu inanılmaz berrak. Baktığınız zaman dibindeki taşları ve kumları çok net görebiliyorsunuz. Yemyeşil alanların arasına saklanmış bir mavilik insana o kadar huzur veriyor ki anlatamam. Yazın buraya pek gitme fırsatım olmadı ama çok kalabalık olduğu ve yer bulunamadığı söyleniyor. Genelde insanlar kahvaltı yapmak,yemek yemek, manzarayı seyretmek ve ben gibi fotoğraf çekmek için gidiyorlar.


Şunların tatlılığına bakar mısınız?


Bu fotoğrafları da ablam benim için çekmişti. Gideros Koyun da belirli zamanlarda, insanların daha fazla vakit geçirebilmeleri için sandallar oluyor. O sandallara binip küçük bir tur atabiliyorsunuz. 

Şimdilik Cide turumuz bu kadar. Elimden geldiğince mavilerle ve yeşillerle süslediğim bir yazı yazmaya çalıştım. Cide de gezilip görülecek çok fazla yer var. Malyas kanyonu,Rıfat ılgaz'ın evi,Loç vadisi gibi daha bir sürü yer var. Ayrıca kendine özgü kafeleri ve restoranları da gezilip görülmeye değer yerler. En yakın zamanda 2. bir Cide turunda görüşmek dileğiyle ^^

Sevgiyle Kalın ❤











Devamını Oku »

20 Nisan 2018 Cuma

LAUREN KATE - GÖZYAŞI / KİTAP YORUMU

Merhaba sevgili blog ailem ❤

Geçen haftadan beri yeni bir kitap yorumu yazmadığımı fark ettim. Düzene otursun diye her cuma yayımlamaya çalışıyorum ama sınavlar, yoğunluk derken aksayabiliyor.
Hazır okuduğum kitaplarda birikmişken yorumlamaya başlayalım :)
Lauren Kate kitaplarından en son düşüş serisini okumuş ve çok beğenmiştim. Hayal gücü oldukça yüksek bir yazar. Kitapları, eskiden kütüphaneden alıp okuduğum ve maalesef geri vermek zorunda olduğum için elimde düşüş serinin sadece 2 kitabı var. En yakın zamanda seriyi tamamlayıp güzel bir yazı yazacağım ^^
 Bir yazarın yazma tarzını öğrenip, benimsediğiniz zaman diğer kitaplarında da o tarzı arıyorsunuz. İster istemez diğer kitapları ile karşılaştırıyorsunuz.
Bende bu kitaba başladığım zaman, ilk sayfalarda diğer kitaplarında ki akıcılığı aradım ve aynı akıcılığı yakalamam biraz zaman aldı.



Tanıtım Bülteninden:

Tek bir damla gözyaşı dünyanın sonunu getirebilir.
Romeo ve Juliet
Edward ve Bella
Luce ve Daniel
Şimdi sıra Eureka ve Ander'de 

Yürekleri durduran bir romantizm...
Önüne geçilemeyen bir kader...
Tahrip edici bir sır...

Bir daha asla ağlama. Eureka Boudreux'nun annesi kızına yıllar önce bu yasağı koymuştur.Ama Eureka'nın annesi artık hayatta değildir ve genç kız nereye gitse karşısında uzun boylu,soluk tenli Ander'i bulmaktadır. Ander bilmemesi gereken şeyleri bilmekte ve Eureka'ya tehlike altında olduğunu söylemektedir. Aynı zamanda senelerden beri kimsenin yapamadığını yapıp Eureka'yı hıçkıra hıçkıra ağlayacak noktaya getiren tek kişidir.



Kitap hakkındaki yorumlarım: 


Kitabın oldukça sağlam ve değişik bir konusu olmasına rağmen konunun işleyişi biraz sönük kalmış diyebilirim. Karakterlerin kendine has bir havası var. Ben genelde okuduğum kitaplarda ki karakterleri mutlaka benimser ve birine bağlanırım. Başını bir şey gelince hüngür hüngür ağlar, mutlu olduğu bir olay karşısında 32 diş sırıtırım. Böyle değişik bir kitap okuma tarzım var :D 
Ancak bu kitaptaki karakterlere fazla ısınamadım. Bu durumda bence yazarın konuyu işleyiş biçiminden kaynaklandı. Genel olarak konusundan da spoiler vermeden bahsetmeye çalışayım. Eureka annesini bir kazada kaybediyor. Arabaları,yüksek ve şiddetli dalgalar tarafından sürükleniyor ve kurtulan tek kişi Eureka oluyor. Kızın psikolojisi ciddi anlamda bozuluyor ve çeşitli intiharlara kalkışıyor. Her intiharından sonra da mutlaka kurtuluyor. Tabi öldürmeyen Allah öldürmez. Olaylar, Eureka annesinin mirasını aldığında ve aldığı eşyalara bir anlam yüklemeye çalışırken değişmeye başlıyor. Annesi fırtına taşı,aşk kitabı gibi karmaşık eşyalar miras bırakmış. Eureka annesinin kendisinden sakladığı gerçeği öğrenmeye çalışırken başına türlü türlü işler geliyor. Tabi birde kızımızı bir gölge gibi izleyen Ander var. Ander küçük yaştan beri Eureka'nın her hareketini takip eden, ilk başta kızın zaaflarını öğrenerek onu öldürmek isteyen ancak daha sonra aşık olan gizemli ve yakışıklı karakterimiz. Bir gölge gibi her anını takip ediyor ancak Eureka yalnızca Ander istediği zaman onu görebiliyor.
Kitabın genel konusundan çok karışık bir şekilde bahsettikten sonra, en sade haliyle kendi düşüncelerimden bahsedeyim. Bence Ander ve Eureka arasında ki ilişki çok askıda kaldı.Açıkça söylemek gerekirse kitaptaki birçok nokta benim için askıda kaldı diyebilirim. İlk başlar sıkıcıydı ve okumak için kendimi biraz zorlandım. Sonra konunun ilerleyişi ve karakterlerin yavaş yavaş kendi özelliklerini belli etmesi ile tekrar sürükleyici bir hal aldı. Sonuna kadar gayet güzel bir şekilde okudum ancak kitabı bitirdikten sonra "çok iyiydi ya" falanda olmadım. Lauren Kate sevdiğim bir yazar ancak bu kitabı okurken sanki başka bir yazarın kitabını okuyormuş gibi hissettim. Genel olarak okunabilir ve konusu güzel olan bir kitaptı. Eğer denk gelirseniz okuyup okumama kararını size bırakıyorum ^^

Benim Lauren Kate Gözyaşı kitabı hakkındaki düşüncelerim bu şekildeydi. Siz bu yazarın bir kitabını okudunuz mu? Yorumlarda buluşalım ^^

Sevgiyle Kalın ❤









Devamını Oku »

18 Nisan 2018 Çarşamba

GÜNEŞ KREMİ ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

Merhaba sevgili blog ailem ❤

Havaların ısınması ile birlikte hepimizin güneş kremlerine olan ihtiyacı da artıyor. Biliyorsunuz ki güneş kremlerini yaz,kış fark etmeden düzenli olarak kullanmalıyız. Yaz aylarında güneşin zararlı etkilerinden korunmak için daha fazla dikkat etmeli ve gerekli önlemleri almalıyız.
Bu önlemlerin başında güneş kremleri geliyor.


Peki Güneş Kremi Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Güneş kremleri, içindeki çeşitli bileşenler sayesinde güneşin zararlı ışınlarına karşı cildi koruyan ve bu ışınların cilde zarar vermesini engelleyen kremlerdir. Güneş kremi kullanılmadığı zaman çeşitli cilt problemleri ile karşılaşabiliriz. Bunların başında kırışıklık,lekeler, cilt yanığı ve cilt kanseri gibi problemler gelmektedir.
Genelde insanlar güneş kremlerini tatile gittikleri zaman,sahil kenarında kullanacaklarını düşünürler ancak bu tamamen yanlış bir düşüncedir. Güneş kremleri cildin güneş ışınlarına,zararlı ışınlara maruz kaldığı her alanda kullanılmalıdır.

  • Güneş Kremi alırken dikkat edilmesi gereken özelliklerin başında koruma faktörü geliyor. SPF olarak adlandırdığımız güneş koruma faktörünün değeri ne kadar yüksek olursa cildin, güneşin zararlı ışınlarından korunma oranı o kadar artıyor. Bu yüzden güneş kremi almadan önce SPF değerine bakmakta ve en az 15 koruma faktörü olan bir kremi almakta fayda var.
  • Güneş Kremlerinin UVB ışınlarına ve UVA ışınlarına karşı etkili olması da önemlidir. 
  • Ayrıca her ürünün cilt tipine göre farklı olduğunu da unutmamak gerek. Bu yüzden aldığınız bir güneş kremini ten renginizin koyu veya açık olmasına göre ve yağlı veya kuru ciltli olmanıza göre değerlendirip ondan sonra almalısınız.
  • Yapılan yanlışlardan birisi de güneş kremi sürdükten sonra gün boyu sürülen krem ile durulmasıdır. Demek istediğim her ne kadar suya dayanıklı bir güneş kremi sürmüş olsanız bile sürülen kremler sizi gün boyu güneşin zararlı ışınlarına karşı koruyamazlar. Mutlaka yenilemek gerekmektedir. 
  • Ayrıca güneş kremi sürdüm nasıl olsa her türlü güneşin zararlı ışınlarından korunuyorum düşüncesini sakın aklınızdan geçirmeyin. Çünkü tek başına güneş kremi kullanmak yeterli olmuyor. Güneşin altında uzun süre beklemek yerine gölge alanları tercih etmek, güneş gözlüğü kullanmak veya güneşten koruyucu kıyafetler tercih etmek de güneş ışınlarından korunmak için yapmanız gerekenler arasında yer alıyor.
Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Sevgiyle Kalın ❤












Devamını Oku »

16 Nisan 2018 Pazartesi

HAFTA SONU DEĞERLENDİRMESİ / SINAVLAR VE STRESLE BAŞA ÇIKMAK

Merhaba sevgili blog ailem ❤


Geç kalmış bir hafta sonu değerlendirmesi ile geldim. Bu hafta yoğun bir stres altındaydım. Hafta sonu sınavlarımın olması ve benim çalışacak vakit bulamamam da bu stresin büyük bir parçasıydı. İş yerinde ve evde zaman buldukça konulara göz atmaya çalıştım ama pek yeterli olmadı. Bunda en büyük pay benim sanırım. Sürekli dur yarın, dur öbür gün diye diye ertelediğim, ders çalışma planlarım son anda kriz yönetimine dönüştü.
Bir kez daha önceliklerimi belirleyip, zamana karşı hazırlıksız yakalanmamam gerektiğinin farkına vardım. Maalesef zaman bize değil biz zamana ayak uydurmak zorundayız ve hızla geçip giden zamana ancak koşarak yetişebiliyoruz. Neyse ki sınavlarım bitti ve rahatladım :D


Gölgelerin gücü adına :D
Hafta sonu sınavdan sonra bir piknik sıkıştırmaya çalıştım ama bozulan uyku düzenim buna izin vermedi. Bende gördüğünüz bu parkta 1 saat yürüyüş yapmakla ve beynime bol miktarda oksijen doldurmakla yetindim. Yürüyüş yapmanın faydalarını hepiniz biliyorsunuz ama özellikle stresli bir zamanda hem bedenen hem de zihnen insanı çok rahatlatıyor. Size tavsiyem bunaldığınız bir zamanda veya stresli olduğunuz bir dönemde yeşilliklerin bol olduğu bir yere gidip en az 1 saat yürüyüş yapın ve güzel şeyler düşünmeye çalışın. O zaman rahatladığınızı göreceksiniz.


Sınavlarım biter bitmez kendimi ödüllendirmeyi de ihmal etmedim. Bu strese iyi dayandın aferin sana ödülü de diyebiliriz :D Bir tatlı canavarı olarak ödülümü kalpli pastadan yana kullandım ^^
Küçüklükten gelen bir alışkanlığım vardır. Bir iş başarsam veya beni çok yoran bir işten alnımın akı ile çıkarsam kendimi ödüllendiriyorum. Belki size garip gelebilir ama bir şeyleri kutlamak için birilerine ihtiyacımız yok bence. Birileri tarafından takdir edilmek, onların onayını ve beğenisi almak güzel şeyler ama önemli olan kendimize olan güvenimizin artması. Sınava çalışmak beni tabi ki de yormadı ama omuzlarımdaki yükünü de inkar edemem. O yüzden sonuç ne olursa olsun elimden geleni yapmış olmanın mutluluğu ile bu pastayı hak ettim bence :)

GÖZYAŞI - LAUREN KATE

O kadar çalışılacak konunun arasında ve hiç bir konuyu yetiştiremedim stresinin arasında bu kitabı bitirmeyi de ihmal etmedim. Zamanımın kısıtlı olduğunu bilsem de, derslerden bunaldığım zaman bu kitabın arkasına sığınmak bana iyi geldi. Sınavlarımın olduğunu unutup kafamda kitap karakterlerinin sorunlarıyla boğuşmaya başladım :D 
Size küçük bir tavsiye de bu konudan vereyim. Özellikle stresli olduğunuz zaman,kafanız karıştığında veya duygusal anlamda problemler yaşadığınız zaman hemen en yakınınızda ki kitaba sarılın. Emin olun kitaplar sizi insanlardan daha çok sakinleştirir. Tüm düşünceniz okuduğunuz kitaba doğru kaymaya başlar. Sonra duygularınız da düşüncelerinizin peşinden gider ve kendinize yarattığınız o küçük dünya da dışarıya karşı tüm algılarınızı kapatırsınız.İşte bu durum benim için kısa süreli olsa da stresten kurtulmanın en güzel yollarından birisidir. 
Kitabın yazısını Cuma günü yayımlayacağım ^^

THE LEGEND OF THE BLUE SEA

Hafta sonu sınav bitiminde kendime izlemek için seçtiğim diz ise tabi ki bir Kore dizisi oldu :D 
Daha önceden baştan sona kadar 2 defa izlediğim bir diziyi bu hafta sonunda tekrar sardırarak izledim. Neden böyle bir şey yaptığımı hiç bilmiyorum ama arada izlediğim Kore dizilerini tekrar izlemek çok hoşuma gidiyor. Bu dizide de başrol de oynayan kızımız aslında bir Deniz Kızı. Bir adama aşık olması ile karaya çıkmasını ve aşkının peşinden gitmesini anlatıyor. Fazla detaya girmek istemiyorum. Yazısını en yakın zamanda gireceğim ama zaten eski bir dizi olduğu için hakkında bir dünya yazı ve yorum bulabilirsiniz. Bence dizi arayışında olanlar ve Kore dizisi izlemeyi sevenler mutlaka bu diziye bakmalılar. 

Benim bu hafta sonum gördüğünüz gibi çok hareketli geçmedi. Gayet sakin ve sınav odaklı olduğundan ilginizi çekecek bir yazı olmamış olabilir. Hafta sonu değerlendirmesi yaparken aynı zamanda kendimde denediğim  konularda tavsiyeler vermeye çalıştım. Umarım sizi sıkmamışımdır. Sizde durumlar nasıldı? Hafta sonu neler yaptınız? 

Sevgiyle Kalın ❤












Devamını Oku »

11 Nisan 2018 Çarşamba

COSMETİCA ALIŞVERİŞİM

Merhaba sevgili blog ailem ❤

Geçen hafta çarşamba günü Cosmetica'dan alışveriş yapmıştım. Kargo şaşırtıcı bir şekilde ertesi gün yani perşembe günü elime ulaştı. Daha önce hiç alışveriş yapmadığım için biraz korkuyordum açıkçası ama ürünlerin hepsi çok güzel geldi. Cosmetica da her çarşamba 10 üründe %70 indirim oluyor. Ben daha önce böyle bir indirim yapıldığını duymuştum ama ürünler çok çabuk tükeniyor dedikleri için hiç şansımı denememiştim. Bu indirimde çok güzel bir maskara kaptım. Eğer böyle bir indirimden haberiniz yoksa Çarşamba günleri Cosmetica'nın sitesini takip edebilirsiniz.


Benim bu alışverişim tamamen ihtiyaca yönelik bir alışverişti. En son kullandığım Gülsha temizleme suyum bittiği için yerine daha önceden kullanıp memnun kaldığım Garnier Micellar kusursuz makyaj temizleme suyunu aldım. Yanında pamuk hediyesi ile birlikte 13.90 TL gibi bir fiyatı vardı.
Tonik kullanmayı ne yazık ki bir türlü alışkanlık haline getiremedim. Yavaş yavaş kullanmaya başlamalıyım diye düşünüp 15.90 TL'ye Loreal Değerli Çiçekler toniğini aldım. İlk defa kullanacağım için ürün hakkında bir fikrim yok. Son olarak cilt bakımında Loreal Değerli Çiçekler Temizleme Jelini aldım. Bunun fiyatı da 15 TL civarındaydı.


Kozmetik ürünlerinden ise Golden Rose markasının Miracle Lash ve City Style maskarasını aldım. Yeşil olanı neredeyse 1 haftadır kullanıyorum ve çok memnunum. Uzun süre kullandıktan sonra hepsinin yazısını ekleyeceğim. Yeşil olan Miracle Lash maskarasını %70 indirimde olan ürünlerin arasından 7.95 TL'ye aldım. Mor olanı ise sitedeki %50 indirimden 8.95 TL'ye aldım. Emily siyah göz kalemi ise 3 TL gibi bir fiyata geldi.
Ürünleri yavaş yavaş kullanamaya ve etkilerini gözlemlemeye başladım. En yakın zamanda inceleme yazılarını da yazarım.

Bu ürünlerin içerisinde sizin kullandıklarınız var mı? Düşüncelerinizi benimle yorum olarak paylaşırsanız çok sevinirim.

Sevgiyle Kalın ❤




Devamını Oku »

10 Nisan 2018 Salı

HAFTASONU DEĞERLENDİRMESİ / ANKARA - EYMİR GÖLÜ GEZİSİ

Merhaba sevgili blog ailem ❤


Bugün size yazmaya yeni karar verdiğim bir konudan bahsetmek istiyorum. Çalışan bir insan olduğum için sadece hafta sonu kendime vakit ayırabiliyorum. Ancak bu ayırdığım vakitlerin hepsinde yeni yerler gezme veya hafta sonunu dolu dolu geçirme gibi bir şansım olmuyor. Geçen hafta ile birlikte artık kendime daha fazla vakit ayırmam gerektiğini fark ettim ve yeni planlar oluşturmaya başladım. Hafta sonu yaptığım gezileri,izlediğim filmleri, etkinlikleri sizinle "Hafta sonu değerlendirmesi" başlığı altında paylaşmaya karar verdim. Değerlendirmeleri pazar günü akşam yayımlamaya çalışacağım ama aksilikler olursa hafta içine de kalabilir.  ^^


Bu hafta sonu, cumartesi günü arkadaşımla beraber Eymir gölüne gittik. Ankara'da olanlar için, doğa ile baş başa kalabilecekleri harika bir ortam. Maalesef fotoğraf makinemi iş yerinde unuttuğum için fotoğrafları telefonumun kamerası ile çekmek zorunda kaldım. Çok net ve güzel fotoğraflar olmasa da en azından yerin güzelliğini anlatmaya yeter diye düşünüyorum.


Burada birbirinden farklı aktiviteler yapmak mümkün. Biz temiz hava almak ve bisiklet sürmek  için gittik ama piknik yapan, yürüyüş yapan ve çeşitli oyunlar oynayan insanlarda vardı.
Gölün etrafı çok geniş bir alanı kapladığı için başlangıç yerinden bitiş yerine kadar bisikletle neredeyse 2 saatte varmıştık. Bunu yaya olarak düşünürseniz daha uzun bir mesafe yürürsünüz. Yürüdüğünüz yerlerde bisiklet süren ve yürüyüş yapan insanlar olduğu için ve en önemlisi göl ve doğa manzarasında yürüdüğünüz için vakit nasıl geçiyor anlamıyorsunuz.


Eymir gölü içerisinde çeşitli cafe ve restoranlar var. Dilerseniz orada yemeğinizi yiyebilir, dilerseniz yanınızda getirdiklerinizi manzaranın keyfini çıkararak yiyebilirsiniz. Ayrıca cafelerin ve büfelerin fiyatları da çok fazla pahalı değil.
Göl etrafında  Avm,market veya başka bir alan olmadığı için eğer para harcamak istemezseniz yemeklerinizi evden getirmenizi öneririm.




Bisikletleri göle ilk geldiğiniz yerden kiralıyorsunuz. 1 saatlik ücreti 15 TL, 1 saati 10 dakika geçirseniz bile aynı ücreti ödüyorsunuz. İstediğiniz saat kadar kiralayabilirsiniz. Ayrıca uzun süre kiralayacak olanlar veya birden fazla bisiklet kiralayacaklar için daha uygun bir fiyat veriyorlar. Bir sürü bisikletin olduğu alandan sizin için en rahat olanı seçip kullanabilirsiniz. Karşılığında herhangi bir kimlik vermeniz yeterli oluyor. Zaten size bir numara veriyorlar ve kullandığınız sürenin fiyatını ödüyorsunuz. Biz arkadaşımla birlikte mola vererek ve gölün etrafını tamamlayarak 2 saat kadar bisiklet sürdük ve kişi başı 30 TL gibi bir ücret ödedik. Fiyatlar bence gayet uygundu. Bisikleti seçerken mutlaka frenlerinin çalışıp çalışmadığını ve koltuğunun rahatlığını kontrol edin..



At binmeyi seviyorsanız burada 2 tur için 15 TL gibi bir fiyat ödüyorsunuz. Maalesef bu alanın resmini çekmeyi unutmuşum ve galerim sadece bu fotoğraf var. Bize fiyatı açıkçası pahalı geldi. Çünkü at bineceğiniz alan çok küçük ve bizim gittiğimizde sadece 2 tane at vardı. Ankara'da yaşayan birisi varsa ve at binmek için bir yer önerirse çok mutlu olurum :D

Yazıyı sonlandırmadan önce Eymir gölüne gidiş hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Eğer araba ile gidecekseniz çok rahat bir şekilde gidebilirsiniz ama başka ulaşım araçları ile gidecekseniz hem yorucu hem de daha maliyetli oluyor. Biz ikamet ettiğimiz yerden otobüsle Kızılay'a geldik ve oradan dolmuş ile One Tower alışveriş merkezinin önünde indik. Maalesef bu kısımdan sonra Eymir gölüne taksiyle ya da yürüyerek gitmek zorundasınız. Biz taksiyle gitmeyi tercih ettik. Dönüş kısmında ise sürekli olarak taksi uğramadığı için neredeyse 1 saat kadar caddeye çıkana kadar yürümek zorunda kaldık. İşin kötü yanı herkes araba ile yanımızdan geçip giderken tek yürüyen bizdik :D
Ne kadar yorucu olsa da benim için çok eğlenceli bir gündü.
Ankara'da olanlarınız veya Ankara'ya gezmek için gelmek isteyenleriniz varsa mutlaka Eymir gölüne gitmelisiniz.
Haftaya cumartesi ve pazar günü sınavlarım olmasına rağmen araya bir piknik sıkıştırmaya çalışacağım. Umarım keyifli bir yazı olmuştur. Merak ettiğiniz soruları bana yorum olarak veya mesaj olarak yazabilirsiniz.

Sevgiyle Kalın ❤






Devamını Oku »

6 Nisan 2018 Cuma

BELLA ANDRE - UZUN YAĞMURLARDAN SONRA / KİTAP YORUMU

Merhaba sevgili blog ailem ❤

Bugün misafir kitap olarak Bella Andre'nin uzun yağmurlardan sonra kitabını seçtim.Son okuduğum kitabı henüz bitiremediğim için, önceden okuduğum bir kitabı tanıtmaya karar verdim.
Bu kitap Bella Andre'nin okuduğum 2. kitabıydı. Bundan önce "Bir kıvılcım yeter" kitabını okumuştum. Sanırım kitaplar seri halinde gidiyor ve benim okuduğum kitap Sulliavan ailesinin serisiydi.

 

Uzun Yağmurlardan Sonra Kitabının Konusu :

Chase Sulliavan küçük yaşta babasının kendisine fotoğraf makinesi alması ile fotoğrafçılığa merak salmış ve büyüyünce de başarılı bir fotoğrafçı olmuştur. Ne yazık ki kadınlar,Chase'in hayatında fotoğrafçılık kadar kalıcı olamamışlardır. Chase hayatını tek  gecelik ilişkiler yaşayarak ve hayatına kimseyi dahil etmeyerek geçirmiştir. Chloe ise yaptığı başarısız evlilik sonucunda kalbini dışarıya kapatmış olan genç ve güzel bir kadındır. Chase bir gün fotoğraf çekimi yapmak için, abisi Marcus'un şaraphanesi'ne doğru yola çıkar. Yağmurun şiddetle yağdığı o günde Chloe kaza yapar ve bunu fark ederek kendisine yardım eden kişi Chase olur.
Chase genç kadını ilk gördüğü anda ondan etkilenir. Onu yakından tanıdıkça ilgisi aşka dönüşür. Ancak Chloe'nin kalbini kazanmak çok kolay olmaz. Çünkü genç kadın yaptığı evlilikten çok büyük bir yıkım ile kurtumuştur. Zamanla birbirleri ile daha fazla yakınlaşan ikilinin arasında büyük bir aşk başlar. Chase ve Chloe meydana gelen problemleri büyük aşkları ile çözmeye çalışırlar.

Kitap Hakkındaki Yorumlarım:

Kitap konu olarak ve karakterler olarak güzeldi. Yazarın anlatımı da aynı şekilde gayet başarılıydı ama okurken çok rahatsız olduğum bazı yerler vardı. Hatta bir kaç yerinde kitabı bırakmayı bile düşünmüştüm ama kitapları yarım bırakmayı sevmediğim için devam ettim. Ben genelde aşk konulu kitapları cinsellik ön planda olmadığında daha çok seviyorum.Yetişkin kitaplarının birçoğunda mutlaka bu konu işleniyor ancak insanı rahatsız etmiyor. Bella Andre bu kitabında aşırı derece cinselliği ön planda tutmuş ve sanki aşk bu kavramdan ibaretmiş gibi konuları aktarmış. Benim düşünceme göre aşkı basitleştirmiş. Keşke böyle güzel bir konuyu daha sade ama daha akılda kalıcı bir şekilde işleseydi. Kitapların her biri Sulliavan ailesinden bir kişinin hayatını anlattığı için insan da merak uyandırıyor. Bu seriden okuduğum ilk kitapta beni rahatsız edecek derece bir anlatım olmadığı için diğer kitaplarına tekrar şans verebilirim. 7 TL gibi bir fiyata almıştım ama nereden aldığımı ne yazık ki hatırlamıyorum.

Benim bu kitap ile ilgili yorumlarım bu şekildeydi. Siz daha önce Bella Andre'nin kitaplarını okuduysanız, düşüncelerinizi yorum olarak yazarsanız çok sevinirim.

Sevgiyle Kalın ❤






























Devamını Oku »

3 Nisan 2018 Salı

BİTEN ÜRÜNLER (SAÇ BAKIM)

Merhaba sevgili blog ailem ❤

Parça parça bitirdiğim ürünleri yazmaya devam ediyorum. Bugün son zamanlarda bitirdiğim saç bakım ürünlerinden bahsedeceğim.


1) Urban Care İt's So High Kuru Şampuan 

Urban Care kuru şampuanlarını bir önceki yazımda yorumlamıştım. O yüzden çok detaylı anlatmıyorum. (bknz: Urban Care Kuru Şampuan)
Acil durumlarda kurtarıcım olan ve severek kullandığım bir üründü. İndirim zamanında tekrar almayı düşünüyorum.

2) Egos Deniz Tuzu Etkili Şekillendirici Saç Spreyi 

Bu üründen de Egos Deniz Tuzu Etkili Şekillendirici Saç Spreyi İnceleme yazımda bahsetmiştim. Dilerseniz oradan ayrıntılı bir şekilde ürün hakkındaki yorumlarımı öğrenebilirsiniz. Yazın bol bol kullandığım bir üründü ve bitireli uzun bir zaman oldu. Tekrar şans verebilirim.

3)Argan Oil Heat Defence Leave in Spray (Isı Koruyucu Saç Spreyi)

Bu sprey hakkında söyleyecek pek bir şeyim yok. Saçlarımı ısıdan koruyacak bir ürün arayışındaydım ve Gratiste bu ürüne denk geldim. Fiyatı 7 TL civarındaydı. Çok yüksek bir performans beklemeyin. Saçlarıma ısılı işlem yapmadan önce sıkıyordum ama pek bir faydasını görmedim. O yüzden tekrar almayı düşünmüyorum.

4) Urban Care Style Guide Elastic Curl Bukle Belirginleştirici 

Bu ürünü bana bir arkadaşım getirmişti. Saçlarını çok sertleştirdiğini söylediği için benimde denememi istedi. Bu ürün de en çok sevmediğim şey sıktığım zaman ellerimi yapış yapış yapması oldu. Saçtaki etkisine gelince doğal dalgalar yapmakta başarılı ve ısı gerektiren bir işlem yapmadan bile güzel dalgalar oluyor. Ben ürünü nemli saçıma uygulayıp ellerimle şekil vererek kullandım. Saçlarım düz ve ince olduğu için uzun süre kalıcı olmadı ama eğer dalgalı saçlarınız varsa daha uzun süre kalıcı olacaktır. Ayrıca benimde saçlarımı biraz sertleştirdi. Fiyatını ne yazık ki bilmiyorum.

5)Advance Techniques Instant Repair 7 - Hızla Onaran Serum

Avonun saç serumlarını genel olarak seviyorum. Şampuanları veya saç kremleri gibi ürünlerini kullanmasam da bu tarz bakım yağları gerçekten başarılı oluyor. Bu serumu ben saçlarımı ilk kestirdiğim zamanlarda almıştım ve düzenli olarak uyguladım. Saç uçlarımın eskisine göre daha parlak ve daha bakımlı olduğunu fark ettim. Saça bakım yapmakta çok iyi bir ürün. Bu yüzden hemen 2.sini aldım ve o da bitmek üzere :) Avondan 7 TL gibi bir fiyata almıştım.




6) Elidor Şampuan (Güçlü ve Parlak)

Elidor şampuan benim her bitenler yazımda olduğu gibi bu yazımda da var. Farklı farklı şampuanlar deneyip aralarda Elidor kullandığımı ilk yazdığım bitenler yazımda da belirtmiştim. Eğer o yazıya da göz atmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz. Genelde pembe olanını kullanıyorum. Saçları yumuşak ve parlak yapıyor. Bittikçe yenisini almasam da mevsim geçişlerinde elimin gittiği tek şampuan Elidor oluyor.

7) Gliss  İntense Therapy Şampuan 

Bu şampuanla Elle beauty Box kutusu sayesinde tanışmıştım. Kutudan çıkan şampuanı kullanıp bitirdim ancak saçlarımda ki etkisini tam olarak görmek istediğim için 2. şampuanı da aldım. İlk kullanım da saçlarımda herhangi bir kaşıntı veya kepek gibi bir sorunla karşılaşmadım. Yanından çıkan sıvı saç kremi ile birlikte kullandığım için gayet memnundum ancak 2.şampuanı aldığımda yarısına kadar kullandıktan sonra saçlarımda inanılmaz bir kaşıntı yapmaya başladı.Zor da olsa bitirdim ama tekrar almayı düşünmüyorum. Fiyatı 10 TL civarındaydı.


Benim son zamanlarda bitirdiğim saç ürünlerim bunlardı. Ürünler hakkında ki düşüncelerinizi veya sormak istediğiniz soruları yorum kısmından benimle paylaşabilirsiniz.

Sevgiyle Kalın ❤




Devamını Oku »