15 Ağustos 2018 Çarşamba

AYŞE KULİN | BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ - BİR YOKMUŞ BİR VARMIŞ KİTAP YORUMU

Bu sıralarda sitede bolca kitap yorumları göreceksiniz. Çünkü uzun zamandır yeni bir ürün almak yerine, kitap alıp okuyorum. Hatta zaman buldukça film ve yeni dizilerde izliyorum. Sitede belirli bir plan yapamadığım için şimdilik bu şekilde devam edelim. İlerde belki bir düzen buluruz.Bu düzen içinde Kpss sürecinin geçmesi lazım :(
Neyse lafı çok uzatmadan sizinle geçen gün okuduğum bir kitabı paylaşmak istiyorum.
Bu ay okuyan kadınlar kulübü ile #heraybiryazarbirkitap etkinliğinde Ayşe Kulin kitapları okunuyordu. Bende hiç durur muyum hemen etkinliğe katıldım. Açıkçası bu kitap ile ilgili biraz vicdan yapıyordum. Çünkü kitabı okumaya başladıktan kısa bir süre sonra kaybettim. Kitap benimle ilk önce Antalya'ya geldi daha sonra Çankırı'ya geldi ve en son Ankara'da valizin bir köşesine sıkışmış bir şekilde buldum. Kitabı bulur bulmaz da etkinliğe katıldım.

Kitap Yorumum:




Ayşe Kulin'in bu kitabı 2 kısımdan oluşuyor.(Ne yazık ki diğer kısmının resmini çekmeyi unutmuşum) Bir kısmında bir varmış bir yokmuş hikayelerinin yer aldığı gerçek yaşamdan alınmış hikayeler, diğer kısmı ise bir yokmuş bir varmış hikayelerinin olduğu kurgu hikayeler yer alıyor. Ancak yazar öyle ustaca bir iş yapmış ki kurgu hikayeleri okurken acaba gerçek yani yaşanmış bir hikaye olabilir mi diye sorguluyorsunuz. Sanırım Ayşe Kulin burada hangi hikayelerin gerçek olduğunu, hangilerinin kurgu olduğunun ayrımını size yaptırıyor. Hikayelerin konuları çok güzel. Hepsinin kendine özgü, etkileyici bir yanı var. Benim en çok hoşuma giden olay hikayelerin birbirleri ile olan garip bağlantısı oldu. Okuduğunuz ilk sayfalarda arada ki bağı anlamıyorsunuz ama okumaya devam ettikçe aradaki bağı fark ediyorsunuz. Ben bu bağı her fark ettiğimde sanki daha önceden tanıdığım birisi ile tekrar karşılaşmışım gibi bir yakınlık hissi duydum. Bu his benim çok hoşuma gitti. Kitabın kurgu bölümünde hayalleri olan Güllü, töreye kurban giden Seher diğer kısımda ise Aylin ve Rabia'nın öyküsü beni çok etkiledi. Bu kitap benim için hayattan derin izler taşıyan ve zaman zaman bu izlerin canımı yaktığı bir kitap oldu. .Kimi hikayelerde kaçıp kurtulan karakterler için sevindim, kiminde bile bile ölüme gidenler için ağladım.Genel olarak kitabı çok beğenerek okudum. Okumayanlara kesin tavsiye ediyorum. Umarım okuma şansı bulursunuz.
Kitap veya yazar ile ilgili konuşmak için yorumlarda buluşalımm :))

Sevgiyle Kalın ❤



























Devamını Oku »

13 Ağustos 2018 Pazartesi

KİTAP ALIŞVERİŞİM / KİTAPYURDU

Merhaba sevgili blog ailem ❤

Bugün size bir kitap alışverişi ile geldim. Kitap Yurdunda çok güzel indirimler vardı. Benimde hazır alacağım kitaplar varken fırsat bu fırsat deyip birkaç tanesini aldım. Bu alışverişimde ağırlıklı olarak kişisel gelişim kitaplarına yer verdim.


Yaptığım alışverişte beni en çok şaşırtan Pucca'nın bu günlükleri oldu. Ben sadece kapak tasarımının bu şekilde olduğunu ve içinin boş bir defter olduğunu düşünmüştüm. Ama defterin belirli bölümlerinde parça parça sözler yer alıyor. Günlüğüm neredeyse bittiği için almıştım ve iyi ki almışım. Bu arada Dex yayınlarından bir kitap alana Pucca Siyah Günlük hediyeydi. 


Bu iki kitabı çok merak ettiğim için aldım. Yıllar önce bir  hocam tüm sınıfa Ahmet Şerif İzgören'in bir konuşmasını dinletmişti. Yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 1 saat sürmüştü ve ben o 1 saat boyunca hiç sıkılmadan dinlemiştim. Konuşması boyunca söylediği her kelime ya duygularıma ya da mantığıma hitap ediyordu. Eve gider gitmez tüm aileye izletmekle kalmadım kalan tüm konuşmalarını da tek tek dinledim. Avcunudaki Kelebek kitabını da çok uzun bir zaman boyunca almak istiyordum ama  bir türlü fırsat bulup alamamıştım. Kitap yurdunun sitesinde olduğunu görünce hemen aldım ve aldığım gün bitirdim. Yorumunu yakında  siteye eklerim. Ahmet Şerif İzgöreni daha önce dinleme şansım olduğu için ve kitabı bitirdiğim için gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim. Alın ve aldırın. ☺
Diğer kitap ile ilgili fazla bir fikrim yok.Bu sıralarda çok stresli zamanlar geçirdiğim için sanırım kitap başlığından dolayı aldım. Umarım beklentimi karşılar. (okuduysanız fikirlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim)


Genel olarak şiir okumayı veya kendimce şiir yazmayı seven birisiyim. Açıkçası kitaplığımda hiç şiir kitabı yoktu. Bende bir yerlerden başlamak gerek düşüncesi ile Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağını aldım. Turgenyev İlk Aşk kitabını kitap yurdu sitesinden almadım. Migros'a gelen kitaplar arasında sadece bu kitap kalmıştı. Bende fırsat bulduğum bir zaman okurum diye aldım. 


Nuray Sayarı kitaplarını daha önce hiç okumamıştım. Arada bir burç yorumlarını okuyorum ama kitapları hiç dikkatimi çekmemişti. :D Bu kitabını bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine aldım. İçerisinde her konudan az az bahsediyormuş. Okuduğum kitap bittikten sonra bu kitaba başlamayı düşünüyorum. Hadi hayırlısı :D
Ben kitaplarımı ve defterlerimi çok sevdim. Tahminen ay sonuna kadar yeni bir kitap alışverişi daha yaparım. Bana tavsiye edebileceğiniz, kesin okumalısın dediğiniz kitaplar varsa önerilerinizi alırım.

Sevgiyle Kalın ❤

Devamını Oku »

7 Ağustos 2018 Salı

1.YAŞ DOĞUM GÜNÜ KONSEPT ÖRNEĞİ

Boğucu bir Salı gününden merhaba ❤
Bugün havanın nasıl olduğunu bir türlü çözemedim. Yağışlı gibi görünüyor ama inanılmaz bunaltıcı ve boğucu hissettiriyor. Bir an önce sadece yağmurun yağdığı havanın bunaltıcı olmadığı sonbahar mevsimi gelse de bol bol kahve içip, kitap okusak. Konuya böyle girince bu yazının bir kitap yorumu yazısı olduğunu zannetmiş olabilirsiniz ama bugün size farklı bir konu hakkında bilgi vereceğim.


Geçtiğimiz ay 12 Temmuz tarihinde yeğenimin doğum günü vardı.Ablam başka bir şehirde yaşadığı için, yanımıza tatile geldiği anı fırsat bilip, ilk doğum gününü birlikte kutladık. Fazla abartıya gerek olmadığını düşündüğümüz için kendi kendimize küçük bir organizasyon hazırladık. Ayrıca fazla bir masrafı olmadı. 

Biz ablamla birlikte küçük bir masa hazırlamayı tercih ettik. Yeğenime 1.yaş albümü hazırlamak istediğimi için bol bol fotoğrafı olsun istedik. Masa örtüsünü bir kumaşçı'dan metresi 6 TL ye aldık. 


Fotoğrafların yakından çekilmiş hali ne yazık ki yok. Elimdeki tek fotoğraf bu. Yaklaşık 45 tane minik fotoğraf çıkartıp masanın ön kısmına astık. Bu minik fotoğrafların altına küçük küçük notlar da yazabiliyorsunuz. Yani sevdikleriniz için güzel bir hediye olabilir. Yanlış hatırlamıyorsam 45 tane fotoğrafın fiyatı 50 TL civarındaydı.


Bu tarz süsleri her yerde bulabiliyorsunuz. Biz safari, çiftlik karışımı bir şey yaptığımız için hepsini bir arada kullandık. Bunlar bize en fazla 20 TL gibi bir fiyata geldi.


Tabi kullanılan her şeyi satın almadık. Kullandığımız ürünlerin içerisinde evimizde daha önceden almış olduğumuz veya kullandığımız ürünlerde vardı. Bunlar için herhangi bir masraf yapmadık. 


Masada en tatlı duranlardan birisi bu süt dolu şişelerdi. Sanırım herkesin en çok beğendiği bunlardı. Şişeleri İnternet'den sipariş verdik. Kapaksız limonata şişesi olarak geçiyor. Kapakları olmadığı için aldığımız kumaştan biraz parçalar keserek ağızlarını bu şekilde kapattık. (12 tanesi 23 TL)
Altında ki sepeti şans eseri bir mağaza da bulduk. Yine şansımıza %50 indirim vardı ve 2 tanesini 20 TL'ye aldık. 

Elimizde bir sepet boşa çıkınca ve çiftlik tarzında bir masa da olunca en iyisi yumurta koymaktı. Ayrıca sepetin içinde ve masada çok tatlı durdular. (Yumurtaların tanesi şaka şaka :D)
Sepetlerin içine serptiğimiz samana benzer ipi de internet'den sipariş verdim. Doğal rafya saman ip dediğiniz zaman karşınıza çıkıyor. Ayrıca doğum günü malzemeleri satan yerlerde de bulabilirsiniz. 5 TL gibi bir fiyatı olması lazım. 


Kalın kütük yine evdeki malzemelerden birisiydi ama kovaların tanesini 1 TL'ye doğum günü malzemeleri satan bir yerden aldık. Solucan jelibonlar da ayrı bir hava kattı bence :D 


İçlerinde aldığımıza en çok sevindiğim malzeme bu ayaklı yazı tahtası oldu. Çünkü bir bookstagram hesabım olduğu için (bknz:kitapdetektifii) orada bol bol kullanabilirim diye düşünüyorum. Fiyatı 50 TL civarındaydı. 
Ne yazık ki büyük pastanın resmini çekmeyi unutmuşuz. Direk yeme fazlına geçildi sanırım :D
Bizim Çınarın 1.yaş gününe yaptığımız doğum günü bu şekildeydi. Dediğim gibi çok fazla bir masraf olmadı. Ayrıca saatlerce uğraştıran bir masada hazırlamadık. poğaça,börek ve tatlı kısımlarını annem hallettiği için biz de ablamla rahat rahat masamızı hazırlamış olduk. Zaten onlar da masaya koyulduğu zaman baya yoğun gösteriyor. Belki içlerinde hoşunuza giden, size fikir olabilecek birkaç şey yakalarsınız ve az da olsa yardımcı olur diye düşündüğüm için paylaşmak istedim. Fikirlerinizi yorum kısmından paylaşırsanız çok sevinirim. 

Sevgiyle Kalın ❤






Devamını Oku »

2 Ağustos 2018 Perşembe

GECE EVİ SERİSİ İHANET KİTAP YORUMU

Merhaba sevgili blog ailem ❤


Bugün sizinle birkaç yazı önce paylaştığım bir serinin 2.kitabını paylaşacağım. Serinin ilk kitabının olduğu yazıya ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz. Bence mutlaka o yazıyı da okuyun çünkü serinin ilk kitabı hakkında bilgi sahibi olmayınca anlamak zor olabilir.


GECE EVİ SERİSİ İHANET KİTAP YORUMU:

Serinin ilk kitabı İşaret de kitabın ana karakteri Zoey Kızılkuş bir iz sürücü tarafından işaretlenip Gece evine götürülür. Zoey işaretinin içi dolu olan ilk vampir çaylak olduğu için gece evinde tüm gözler onun üzerindedir. Bu kitapta yetenekleri tek tek ortaya çıkan Zoey'in en yakın arkadaşları en büyük destekçisi ve olurken, eğitmeni ve çok sevdiği Neferet düşmanı haline gelir.Yazar bize bu kitapta güzel bir kurgu hazırlamış çünkü ilk kitabında okuyan herkes Neferet'in yardımsever ve iyi bir Vampir olduğuna inanmıştı. Ancak kitabın sonlarına doğru Neferetin nefretten türeyen bir vampir olduğunu öğreniyoruz ve kötülüğün kokusunu almaya başlıyoruz. Zoey kızılkış bu konuda bizi gerçeklerle yüzleştirmekte geç kalmıyor. Afrodit'in gördüğü görüşler sayesinde Neferetin gerçek yüzünü görmeye başlıyor. Bir yandan Neferet ile uğraşırken bir yandan da arkadaşlarından birinin ölümü ile yüzleşmeye çalışıyor.

                                           Görsel Google görseller sayfasından alınmıştır. 

Bu kısımdan sonrası yüksek dozda spoiler içerir.

Sonunda spoiler vereceğim kısımları anlatmaya başlayabilirim :D Kitabı okumadıysanız bu kısımları okumanızı tavsiye etmem çünkü kitabı neredeyse bütün olayları ile kurcalayacağım. O yüzden heyecanınızı kaybetmeyin. Kitabın ana karakteri olarak Zoey Kızılkuşu seviyorum ama serinin ilk kitabını anlatırken bahsettiğim gibi Afroditi yani kötü karakteri daha çok seviyorum :D Zoeyde rahatsız olduğum şeylerden birisi çok fazla erkeklerle ilgileniyor. Vampir olduğu için hormonları mı değişti bilmiyorum ama bazen okurken "yuh be kızım birinde karar ver artık" demedim değil.
Vampir olmadan önce Heath diye bir çocukla sevgiliymiş onu anladım. Çocukta geçmişinden bir parça olduğu için bırakamıyor onu da anladım. Hadi gece evinde herkesin gözünün kaldığı yakışıklı çocuk Erik Night ile sevgili oldun onu da anladım da öğretmenin Loren'den ne istedin :D İşin kafa karıştıran kısmı kızımızın bu çocukların hepsini aynı anda idare etmesi oluyor. Sanırım biraz çapkın bir ana karakterimiz var. :D
İşin flört kısmını geçelim ve dostluk kısmından birazda spoiler verelim. Genelde okuduğum kitaplarda duygusal bir sahne olursa hemen gözlerim dolar ve bu sahne ölüm sahnesiyse şüphesiz ağlarım. Bu kitapta beni en çok Zoey Kızılkuş'un hem oda arkadaşı hem de en yakın arkadaşı Stevie Rae'nin aniden ölmesi üzmüştü. Bedeninin değişimi reddettiği için öldüğünü düşünmüştük ama serinin ilerleyen bölümlerinde öyle olmadığını öğreniyoruz.
Kitapta okumaktan en keyif aldığım kısımlar Afrodit'e gelen görüşlerdi. Özellikle o görüşleri kendi bedeninde hissetmesi ve yaşadığı duygu değişikliği benim en sevdiğim olaylar arasına girmeyi başardı.Bu kitap hakkında bu kadar spoiler yeter sanırım devamı diğer kitaplara inşallah :D

Siz bu seriyi okudunuz mu? Kitap hakkında neler düşünüyorsunuz yorum olarak paylaşırsanız çok sevinirim.

Sevgiyle Kalın ❤







Devamını Oku »