24 Ocak 2019 Perşembe

OCAK AYI KİTAP ALIŞVERİŞİ I - BKM KİTAP - OKUOKU

Herkese merhaba ❤

Size çok şaşıracağınız bir yazı ile geldim :D Yine bir kitap alışverişi yaptım. Bu sıralar çok fazla kitap almaya başladım. Kendimi durduramıyorum. Hele ki istediğim kitapların indirime girmesi de hiç yardımcı olmuyor. İndirim kovalamaya devam :D 

MAVİNİN HER BİR TONU


Bu ay 2 farklı yerden alışveriş yaptım. İlk alışverişimi  bkmkitap sitesinden ikinci alışverişimi ise okuoku sitesinden yaptım. Bu sefer çok merak ettiğim bir seri kitabını aldım. Katiller Çetesi serisini birçoğunuz duymuşsunuzdur. Yazarımız J.A Redmerski karşımıza çok güzel bir kurgu ile çıkmış. Seri kitapları olduğu için ve ilk kitabını bitirdikten sonra meraktan kafayı yememek için serinin sitede olan tüm kitaplarını aldım.

MAVİNİN HER BİR TONU

İkinci alışverişimi az önce belirttiğim gibi okuoku sitesinden yaptım. Bu siteden ilk defa bir alışveriş yaptım. Sitede gerçekten çok güzel indirimler vardı. Özellikle popüler set kitaplarındaki indirimler adeta beni al diye bağırıyordu. Bende aldım :D 
Görselde gördüğünüz son 3 kitabı ciltli olarak tanesini 7.5 TL'den aldım.  Efsane yazarımız Marie Lu kitaplarını ise ciltli olarak 2'sini 40 TL gibi bir fiyata aldım. Ve son olarak sürekli gördüğüm ama bir türlü emin olup alamadığım bir kitap olan Postacı kapıyı çalmayacak kitabını aldım. Bu kitap hakkında olumlu, olumsuz birçok yorum okudum ve çok merak ediyorum. (okuyan varsa beni aydınlatsın lütfen )
Sizin kitap aldığını bir site var mı? Varsa benimle paylaşır mısınız? Kitap alışverişlerinde genelde aradığım kitap hangi sitede daha uygunsa ona göre alıyorum. Veya dediğim gibi indirimleri takip ediyorum. Bildiğiniz gibi kitap fiyatları aşırı arttı. Bu yüzden okumak istediğimiz çoğu kitabı erteliyoruz. Tabi bütçeyi sarsmayı göze alıyorsak ertelemeyip alabiliriz.
Ben genelde kitap almak için kumbara yöntemini kullanıyorum. 1 ay boyunca biriktirdiğim bozuk paraları ay sonunda çıkarıp sayıyorum ve biriktirdiğim paralara yeni kitaplar alıyorum. Bu benim kendi kendimi ödüllendirme yöntemim. Mesela geçen ay 100 TL'ye yakın para biriktirmişim. Biriktirdiğim paralar ile yaptığım alışverişi de bir sonraki yazıda yazacağım. :D
Bence bu yöntemi kullanabilirsiniz ^^

Sizin bu kitaplar arasında okuduklarınız varsa yorumda belirtmeyi unutmayın :)

Sevgiyle Kalın ❤













Devamını Oku »

21 Ocak 2019 Pazartesi

LOREAL PARİS SİYAH NOKTA KARŞITI ŞEKER PEELİNGİ - ÜRÜN İNCELEMESİ

Herkese merhaba ❤

Pazar günlerini birçok insan gibi bende bakım günü olarak değerlendiriyorum. Maskeler, peelingler, detokslar havalarda uçuşuyor :D
Hazır uzun zamandır blog da bir ürün incelemesi yapmamışken hem bakım yapıp hem de incelemesini yapacağım ürünleri ayarlamış oldum.
Bugün sizlerle paylaşacağım ürün çoğu kişinin bildiği ve kullandığı Loreal markasına ait.

Siyah Nokta Karşıtı Şeker Peelingi 


Genel olarak Loreal ürünlerini kullanmayı çok seviyorum. Kullandığım ürünler arasında tekrar tekrar satın aldıklarımda var ve bu peeling de sürekli olarak satın alacağım ürünler arasına girdi. Benim kullandığım siyah noktalar için etkili olan kivi özlü peeling. İçerisinde kivi tohumları bulunuyor ve cilt üzerinde ki siyah noktaları derinlemesine temizlemeyi vaat ediyor.


Peki bu vaatlerini yetine getirdi mi ?  Genelde peeling kullanmayı hayatıma bir türlü yerleştiremedim.  Düzenli olarak kullanabildiğim tek peeling Lorealin bu kivili peeligi. Yapısı jöle gibi ve yüze sürüldüğünde yapış yapış bir his bırakıyor. Ancak bu his beni kesinlikle rahatsız etmedi. Ben haftada 1 veya 2 defa kullanmaya özen gösteriyorum. Temizlediğim yüzüme az bir miktarda bu ürünü sürüp ellerimle masaj yaparak yediriyorum. Etkisi gerçekten çok güzel. Cildinizin kirden ve siyah noktadan temizlendiğini hissediyorsunuz. Ürünü yüzümden arındırdıktan sonra, aynaya baktığımda pürüzsüz ve canlanmış bir cilt görüyorum.


Bu şekilde yapısı anlaşılır mı bilmiyorum ama bu görseli de eklemek istedim. İçerisinde ki tanecikler diğer peelinglerde olduğu gibi yüzü çizmiyor. Kullandığım birkaç peeling de böyle bir sorunla karşılaşmıştım ama bu ürünü rahatlıkla uyguluyorum. Tabi nazik hareketlerle ve fazla bastırmadan uygulamakta yarar var. Genel anlamda ben üründen çok memnun kaldım. Biter bitmez yenisini almayı düşünüyorum. Ben indirim zamanında 20 TL gibi bir fiyata almıştım. Eğer sizde denemediyseniz ve böyle bir ürüne ihtiyacınız varsa şans verebilirsiniz.

Siz hangi peelingleri kullanıyorsunuz ve memnun musunuz? ^^

Sevgiyle Kalın ❤











Devamını Oku »

15 Ocak 2019 Salı

SARAH DALTON - LEKELİLER SERİSİ / KİTAP YORUMU

Herkese Merhaba ❤

Geçtiğimiz ay kendime okumak için toplamda 7 adet kitap belirlemiştim. Tamamını okuma şansım olmadı ama 5 tanesini falan okuyup, bookstagram hesabımda yorumlamıştım. Okuduğum kitaplardan seri olanı Sarah Dalton adında bir yazara ait. Yazarın daha önce herhangi bir kitabını okumadığım için bu seriye biraz ön yargılı yaklaşmıştım ama hiç korktuğum gibi olmadı.



Sarah Dalton Lekeliler - Kitap Konusu: 

Genetik Geliştirme Bakanlığına İngiltere de kusursuz genlerden oluşan bir dünya kurmayı amaçlar. Ancak bu genler arasında genlerin kusurlu olduğu Lekeliler de vardır. Mina Hart da bu Lekelilerden biridir. Lekeli olmak bir kişinin eğitim hakkı, normal bir yaşam sürme hakkı ve aile kurma gibi en temel haklarını elinden alır. Lekeli olmasının yanında özel bir güce sahip olan Mina'nın hayatı okulunun ilk gününde Angela ile tanışmasından sonra tamamen değişir. İşin içine Angela'nın üvey kardeşi Daniel ve Kusursuz klon Sebestian da karışınca her şey birbirine girer ve kendilerini aşk ve macera dolu bir yolculuğun ortasında bulurlar.

Sarah Dalton Lekeliler - Kitap Yorumu: 

Bookstagram ailesine katıldığımdan beri farklı tarzlarda kitaplar okuyorum. Eskiden çok fazla polisiye ve fantastik türünde kitaplar okurdum. Bu sıralarda hepsinden okumaya çalışsam da fantastik türüne biraz daha ağırlık verdim. Özellikle distopik kitaplar okumaya bayılıyorum. Bu kitapta tam olarak bahsettiğim türde bir kitap. Distopik kitabı kısaca şöyle özetleyim. Ütopya kavramının tam tersi. Ütopya demek hayal edilen her şeyin güzel olduğu bir şekilde kurgulanmış toplumları ifade etmek için kullanılır. Distopya ise bu kavramın tam tersi olarak kötü, baskıcı ve insanların mutsuz olduğu bir toplumu ifade eder. Bu tür toplumlarda insanlar baskılara boyun eğmektedir.



Bu kitapta da Genetik Geliştirme Bakanlığı kendisine özgü genleri kusursuz olan bir toplum oluşturmaya çalışıyor. Hamile kalmanın yasak olduğu ve bebeğinizin her türlü özelliğini seçebildiğiniz bir sistem düşünün. Bakanlığa istediğiniz bilgileri vermeniz yeterli. Uzun boylu, beyaz tenli, müzikte yetenekli, güzel ve biraz esprili tarzında seçimler yapılarak dünyaya gelmiş çocuklar Bakanlık tarafından gelişmiş olarak adlandırılıyor. Mina gibi doğal üreme ile doğan çocuklar ise genleri işe yaramaz, yok edilmesi gereken ve toplumun düzenini bozan Lekeliler olarak adlandırılıyor.
Kitabın ilk serisinde yazar ilk önce bu mantığı kavramamızı istemiş. Mina ve arkadaşlarının bu düzen karşısında nasıl ezildikleri, bu düzene nasıl karşı çıktıkları ve başlarından ne gibi olaylar geçtiğini çok yaratıcı bir şekilde işlemiş. Kitabın konusu okuduğum diğer kitaplardan farklı ve çok akıcı olduğu için çok sevdim. Kitapta beni rahatsız eden hiç bir karakter yoktu. Aksine hepsinin yaşadığı olaylar ve hissettikleri bana çok güzel yansıdı.  Mina ve Daniel'in özel güçlerinin olması da kitaba ayrı bir hava katmış. Mina'nın eşyaları hareket ettirme ve Daniel'in geleceği görme gücü güzel bir şekilde işlenmişti. Kitabın ilk serisi olduğu için bu güçler üzerinde fazla durulmamış ama 2. kitabında yazar fazlaca yer vermiş.

Fantastik ve distopik kitapları seviyorsanız bu kitaba mutlaka bakmalısınız. Çünkü bu kitabın keşfedilmemiş bir seri kitabı olduğunu düşünüyorum ve bence gerçekten okunmayı hak ediyor.

Seri Sıralaması:
Lekeliler 
Kayıplar 
Özgürler

Siz bu aralar ne okuyorsunuz ? Önerilerinizi bekliyorum. ^^

Sevgiyle Kalın ❤





Devamını Oku »

9 Ocak 2019 Çarşamba

ZAMANA KARŞI ( İN TİME) - FİLM YORUMU

Merhaba sevgili blog ailem ❤

Havalar iyice soğudu. Battaniyeyi üstünüze çekip film izleme sezonunu hala açmadınız mı ?
Ben hafta sonlarını kendime ayırmaya özen gösteriyorum ama maalesef bu soğuk havalarda dışarıya çıkmak pek içimden gelmiyor. Bu yüzden evde vakit geçirebilmek için kendime bir film maratonu düzenledim ve bol bol film izlemeye çalışıyorum. Bugün de size izlediğim filmlerden birisini paylaşacağım.


Zamana Karşı - Film Konusu:

İnsanların doğduklarında normal bir hayat sürdüğü ancak 25 yaşına geldiklerinde yaşlanmanın durduğu bir dönemde, zaman hem para hem de güç olarak sayılmaktadır. İnsanlar kendilerinde kalan zaman kadar yaşamak zorunda kalırlar. Daha çok çalışmak daha fazla zaman kazanmak ve yaşamak için bir sebep bulmak zorunda bırakılırlar. Güçsüz olanlar zaman dilenerek, bankalardan zaman kredileri alarak ve zamanı bittiği için bir köşede ölmeyi bekleyerek hayatlarına devam ederken, zengin olanlar zamanın çoğuna hükmetmenin verdiği güç ile her şeyi kontrol etmeye başlarlar.  Will Salas (Justin Timberlake) hayatını bu şekilde geçirmek zorunda kalan ve hayatta kalmak için uğraşan sıradan birisiyken, bir hata sonucu cinayetten yargılanan birisi haline gelir. Will'in içinde bulunduğu durumdan kurtulması için tek şansı, güçlülerin zamanı yönettiği bu adaletsiz sistemi çökertmektir. Will bu işte başarılı olup olamayacağını bilmeden bir adım atar ve olaylar hızlı bir şekilde gelişir.


Zamana Karşı -  Film Yorumu: 

Bu filmde ki en doğru kararlardan birisinin başrol oyuncuları olduğunu düşünüyorum. Justin Timbarlake ve Amanda Seyfried arasında ki uyum çok başarılıydı. Özellikle ekranda Justin'i her gördüğümde gözlerimde kalpli emoji belirdi çünkü Will karakteri ile bütünleşmiş ve bu ona ayrı bir hava katmış. Tamam yani kısaca çok tatlıydı :D
Filmi izlememde ki en büyük etmen konusunun dikkat çekici olmasıydı. İzlerken hiç sıkılmadım ve sürenin nasıl geçtiğini bile anlamadım.
Aslında Justin yani filmdeki rolü ile Will Salas  bir anlamda Robin Hood görevi üstlenmişti. Zenginlerin haksız yere sağladıkları zamanları çalıp fakir olanlara dağıtıyordu.
Filmde en çok duygulandığım kısım Will ile annesi arasında ki o duygusal sahne oldu. (o duygusal sahne derken neyi kast ettiğimi bilmiyorsunuz ve ben siz biliyormuş gibi anlatıyorum :D Belki bu sayede filmi izlersiniz ) Birkaç sahnede gerçekten nefesimi tutarak izledim.
Kısaca filmi çok beğendim. Konusu, akışı, oyuncuların performansı her şey tam yerindeydi.
Vakit bulursanız bu filmi mutlaka izleyin derim. Ayrıca izlemem için yeni filmler önerirseniz çok sevinirim. ^^

Sevgiyle Kalın ❤












Devamını Oku »

7 Ocak 2019 Pazartesi

SABAHATTİN ALİ - KUYUCAKLI YUSUF / KİTAP YORUMU

Herkese Merhaba ❤

2019 yılının ilk kitap önerisi Sabahattin Ali- Kuyucaklı Yusuf kitabı olsun. Yazarın daha önce Kürk Mantolu Madonna kitabını okumuş ve çok beğenmiştim. Özellikle kullandığı dil ve olayları anlatış biçimi beni çok etkilemişti. Kürk Mantolu Madonna kitabı hakkındaki yorumlarımı okumak için buraya tıklayabilirsiniz. 

MAVİNİN HER BİR TONU

Kuyucaklı Yusuf - Konusu:

Anne ve babasının ölümüne tanık olan Yusuf, küçük yaşta kimsesiz kalır. Yusuf'un bu çaresiz durumuna üzülen Kazanın Kaymakamı Yusuf'u evlat edinir ve kendi ailesi ile birlikte yaşaması için evlerine götürür. Kaymakamın karısı Yusuf'u hiç sevmez, ona sürekli iğneleyici laflarda ve sert davranışlarda bulunur. Yaşanılan tüm zorluklara rağmen vakit bir şekilde geçip gider. Zaman geçtikçe ve Yusuf büyüme başladıkça daha az konuşkan, sert duruşlu ve içine kapanık biri haline gelir. Kimseyi yeterince sevemez, iyi bir iletişim kuramaz ve derdini anlatamaz. Yusuf'u bu hallerinden az da olsa kurtaran Kaymakam'ın kızı Muazzezdir. Yusuf Muazzeze herkesten fazla değer verir ve onunla vakit geçirirken kendini çok daha iyi hisseder. Zaman geçer Yusuf yakışıklı, mert bir yetişkine dönüşür ve o zaman Muazzeze karşı beslediği sevgi, saf bir aşka dönüşür. Ve bu aşk onlara birçok zorluk yaşatır. 

Kuyucaklı Yusuf - Kitap Yorumu:

Bu kitabında Sabahattin Alinin kullandığı dil, diğer kitaba kıyasla daha anlaşılırdı. Konu olarak kitabın başından itibaren kafanızda bir son belirliyorsunuz ve sonunu bir an önce okumak için daha büyük bir merak ile okuyorsunuz. Konu, akıcılık, kullanılan dil ve anlatım bakımından çok başarılı buldum. Özellikle ikili arasında yaşanan saf aşk çok güzel betimlenmişti. Yusuf'un kişilik özellikleri, Muazzezin Yusuf'a beslediği saf aşk ve etraftaki kötü niyetli insanların varlığı o kadar hayatın içinden anlatılmış ki bazen karakterlerin başına bir şey geldiğinde veya üzüldüklerinde istemsizce yüzüm düşüyor. Sanki bir yakınımın canını sıkmışlar gibi hissediyorum. Bence bir kitabı okurken aynı anda yaşıyorsanız, karakterler arasında bir bağ kuruyorsanız ve bittiği zaman boşluğa düşüyorsanız bu yazarın başarısından kaynaklanıyor. Bu kitapta aynen bu duyguları hissettim. 
Ayrıca uzun zaman farklı türden kitaplar okuduktan sonra edebi bir eser okumak da çok güzel oluyor. Kendimi yemek sonrasında tatlı yemiş gibi hissediyorum. :D
Eğer okumadıysanız, bu kitabı mutlaka okumalısınız ^^ 
Sizin için kitaptan birkaç alıntı bırakıp yazımı öyle sonlandırmak istiyorum. 

"Bir zamanlar birbirlerinden ayrılmak,birbirlerini kaybetmek ihtimalinin korkusunu çekmiş olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hala bilemeyeceklerdi."

"Hayatta hiçbir şey ona kıymetli görünmemiş, peşinde koşmamış, erişmek, sahip olmak arzusu duymamış, bu yalnızlığın gururu içinde memnun olmaya çalışmıştı. Şimdi ilk defa bir şey istiyor hem de korkunç şiddetle istiyordu. Fakat niçin bu istek bir imkansızlıkla beraber gelmişti? Niçin hayatının en büyük arzusunu, şimdiye kadar belki yine içinde, fakat en gizli yerlerde saklı duran bu arzuyu, hapsedildiği yeri parçalayarak ortaya çıkar çıkmaz, öldürmeye mecbur kalıyordu? Kim için? Kimin için?..."

"Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti..."


Sevgiyle Kalın ❤











Devamını Oku »

3 Ocak 2019 Perşembe

2019 İÇİN BELİRLEDİĞİM HEDEFLER

Merhaba sevgili blog ailem ❤

2019 yılının ilk günlerinde bu yıl kendim için belirlediğim hedeflerimi paylaşmaya karar verdim. Bu sizinle paylaşacağım 2. yeni yıl hedefi olacak. (bknz: 2018 Yılı İçin Belirlediğim Hedefler)

mavinin her bir tonu


Şimdi diyeceksiniz ki geçen yıl belirlediğin hedefleri yaptın mı?  Cevabım üzülerek hayır olacak. En azından tamamını yapamadım. Çünkü bazen elimizde olmayan durumlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Bu yıl çok zor bir dönemden geçtim ve değil kendime zaman ayırmak, günün sonunu zar zor getiriyordum. Ancak sorunlarım çözülür çözülmez, geç kaldım demeden hedeflerim için adımlar atmaya başladım. Belki yolun sonunu göremedim, ancak ortalarına doğru gelebildim ve bu durum benim için yolun başında olmaktan çok daha iyi.
Mesela geçte olsa yeni bir dil öğrenmek için bir dil kursuna yazıldım. Elimden geldiğince fazla kitap okumaya çalıştım. Sağlıklı beslenme ve pilates konusunda pek bir çabam olmadı ama 2 ayda bir seyahat etme işini hayatıma dahil ettim :)
2018 yılının tamamına baktığım zaman hedeflerimin çoğunu gerçekleştirdiğimi görüyorum. Belki istediğim kadar olmadı ama en azından oldu.

mavinin her bir tonu

2019'un sağlıklı, huzurlu, mutluluk dolu bir yıl olmasını ve geçirdiğimiz tüm kötü günlere inat tüm güzellikleri önümüze sermesini diliyorum. Bu yıl kendime daha fazla vakit ayıracağıma ve mutlu olduğum şeyleri yapmaktan vazgeçmeyeceğime dair kendime bir söz verdim. Daha çok okumak, sevdiklerimle daha fazla vakit geçirmek, yeni yerler görmek, yeni insanlarla tanışmak, yeni bir dil öğrenmek bu saydıklarımın hepsi 2019 için yapmak istediğim şeyler. Bunların birer hedefe dönüşmesi için bu isteklerimi ölçülebilir bir hale getirmem gerekiyor.
Örneğin: "Her sabah saat 6 da uyanmak"  Her sabah erken uyanmak istiyorum dediğim zaman bu istek çok kapsamlı oluyor. Böyle  olduğu zaman hedefe odaklanmam ve hayatıma dahil etmem de benim için oldukça zor bir hal alıyor. Ancak bu isteği ölçülebilir bir hedef haline getirdiğim zaman hayatıma dahil edebiliyorum. Geçen sene Barış Özcan'nın zinciri kırma adlı bir videosuna denk gelmiştim. Kendime  "her sabah saat 6 da kalkacağım" diye bir hedef belirledim ve bu planlama sayesinde hedefimi gerçekleştirmekte oldukça başarılı olduğumu gördüm.

Bu şekilde kendime, her gün 20 dakika kitap okumak, her gün 10000 adım atmak, haftada 3 gün blog da yazı paylaşmak, her gün 20 dakika İngilizce çalışmak gibi beni zorlamayacak ancak istikrarlı devam ettiğim zaman bana çok şey katacak hedefler belirledim. 
Özellikle bu yıl Bookstagram hesabımda(bknz:kitapdedektifii) daha fazla vakit geçirmek ve daha fazla paylaşım yapmak istiyorum. Bu yüzden elimden geleni yapacağım. 
Sizde bu yıl kendinizi mutlu etmek ve her güne yeni bir enerji ile başlamak için hedeflerinizi şimdiden belirleyin. "Hiçbir şey sizden ve hayallerinizden önemli değildir. "

Ayrıca Yeni bilgiler öğrenmeyi ve motivasyon konuşmalarını seviyorsanız mutlaka Barış Özcan'ın kanalını ziyaret etmelisiniz. Linki buraya bırakıyorum. 

Umarım bu yıl herkesin gönünden geçirdiği dilekler gerçek olur ^^
Sevgiyle Kalın ❤










Devamını Oku »