25 Ağustos 2017 Cuma

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ KİTAP TANITIMI

Merhaba sevgili blog ailem ❤
Blog yazılarımı yavaş yavaş yazmaya ve sizlerle paylaşmaya başladım. Bu benim ilk blog tecrübem olduğu için eğer bir hata yaparsam kusuruma bakmayın lütfen :)
Bugün sizlere bir solukta okuduğum ve etkisinden bir türlü çıkamadığım bir kitabımı paylaşmak istiyorum. Khaled Hosseini'yi ben "Uçurtma Avcısı" kitabı ile tanımıştım. Yaklaşık 5 sene önce okumuş olamma rağmen şimdi bile kitabın her sayfasını özellikle sonlarını hatırlıyorum. Bu da bence yazarın seçtiği konular ve o konuları bizlere aktarış biçimi ile alakalı.


Kitapta Leyla ve Meryem adında ki iki kadının başlarından geçen olaylar anlatılıyor.

Meryem daha küçük yaşta hayatın getirdiği zorluklarla tek başına mücadele etmek zorunda kalan, babasına düşkün bir kızdı. Annesinin gözünde dünyaya hiç gelmemesi gereken, dünyaya gelmesi ile başlarına birçok sorun açan bir harami(gayrimeşru çocuk), babasının gözünde ise hediyeler ile kandırıp varlığını önemsemediği bir çocuktur.Meryem bir gün annesinin babası hakkında anlattıklarına inanmayı bırakıp babasının yanına gider.Babasının, annesinin ona anlattığı gibi kötü biri olmadığını, aslında kendisini sevdiğini ve onu gördüğünde sahip çıkıp kardeşleri ile tanıştıracağını düşünür. Ancak Meryem babasının yanına gittiğinde babasının tıpkı annesinin anlattığı gibi bir adam olduğunu acı bir şekilde öğrenir. Annesini kaybeden Meryem,eskiden çok istediği babasını yanına hiç istemeyerek yerleşir. Çilesi bununla da bitmez ve Meryemi hiç sevmeyen babasının eşlerinin yapmış olduğu bir plan ile, kendisinden yaşça büyük Raşit ile evlendirilir. Raşit evliliklerinin başlarında Meryem’e iyi davranır,onu gezdirir ancak Meryem ilk hamileliğinde düşük yaptıktan sonra işler değişir. Raşit artık eskisinden çok daha acımasız davranmaya, Meryemi dövmeye ve her fırsatta rencide etmeye başlar.

Leyla ise babası tarafından çok sevilen bir çocuktur Ancak aynı sevgiyi annesinden göremez. Çünkü annesinin gözü iki abisinden başka hiç kimseyi görmez.Ordu savaş için erkeklerş topladığında savaşa abileri de katılır. Annesi ise o günden sonra odasından temel ihtiyaçlar dışında hiç çıkmaz.Leyla günün büyük çoğunluğunda ev işleri ve yemek yapar. Kalan vaktini ise Tarık ile geçirir.
Tarık Leyla'nın en yakın arkadaşı aynı zamanda çocukluk aşkıdır. Brilikte vakit geçirmekten çok keyif alırlar. Tarık bir bacağını mayına basıp kaybetmiş,zeki ve korkusuz bir çocuktur. Leylayı elinden geldiğince koruyup kollamaya çalışır. Bir gün Afganistan da büyük bir savaş çıkar. Savaşın getirdiği olumsuzluklara ve kayıplara dayanamayan bir çok aile evini barkını hatta vatanını terk edip başka yerlere gitmeye başlarlar.Savaş zamanında Tarık da vatanını ve Leylayı terk eder.
Neredeyse gitmeyen tek aile olarak Leylalar kalır. Gitmeme sebepleri ise annesinin oğullarının anılarının olduğu evlerini ve oğullarının uğruna can verdikleri vatanını bırakmak istememesidir.
Leyla'nın ve eşinin ısrarı üzerinde ailesini kaybetmek istemediği için gitmeye razı olur ve hazırlıklar başlar. Gidecekleri gün Leylaların evine büyük bir bomba düşer ve düşen bu bomba ile Leyla annesini, babasını ve bir kulağını kaybeder. Leylayı bulunduğu durumdan kurtaran kişi Raşit olur.
Meryem ve Raşit, Leyla’nın iyileşmesi için ellerinden geleni yaparlar.Leyla bir süre kendine gelemez. Kendine geldiğinde ise anne ve babasını kaybettiğini ve hamile olduğunu öğrenir. Çok geçmeden çocukluk aşkı Tarık'ın öldüğü haberi ile de yüzleşmek zorunda kalır.
Hamile olduğu için gidecek başka bir yeri olmayan Leyla mecburiyetten Raşit ile evlenmek zorunda kalır. İlk başlarda Meryem ile hiç anlaşamasalar da Leyla'nın kızı Azize doğduğunda Meryem ile Leyla anne kız gibi olurlar.Her şeylerini paylaşırlar. Raşit Leyla'ya evin hanımı gibi davranırken Meryeme evin hizmetçisi gibi davranır.
  Leyla ikinci kez hamile kalır ve Raşit’in oğlu Zalmay dünyaya gelir.Çocuklar yavaş yavaş büyümeye başladığı sıralarda savaş kendini daha ciddi hali ile göstermeye başlar. Kadınlara verilen haklar ellerinden alınır sokağa yanında bir erkek olmadan dışarı çıkanlar kırbaçlanır. Raşit savaşı bahane ederek Azizeyi yetimhaneye yollar. Leyla ve Meryem için hayat tekrar zor ve acımasız olmaya başlamıştır.Uzun bir aradan sonra Leyla'nın öldü olarak bildiği Tarık gelir. Leyla Tarık’ı karşısında görünce gözlerine inanamaz. Daha sonra Raşit’in kendisi ile evlenmesi için oyun oynadığını anlar.Leyla Tarık’a her şeyi en baştan anlatır. Raşit eve döndüğünde ise Zalmay babasına eve gelip annesi ile konuşan yabancıdan bahseder. Raşit çocuğun bahsettiği kişinin Tarık olduğunu anlayınca deliye döner ve Leylayı öldüresiye döver. Meryem ne kadar engel olmaya çalışsa da başaramaz. O da dayaktan nasibini alır. Raşit’in gözü dönüp Leylayı boğmaya kalkması, Meryem de büyük bir korku uyandırır ve eline aldığı bir kürek ile Raşit’i öldürür. Leyla'nın hayatına devam etmesine, Tarık ve çocuklar ile birlikte kaçmasına yardım eder. Leyla'nın tüm ısrarlarına rağmen onlarla birlikte kaçmaz ve suçunu itiraf eder.Leyla için yeni bir hayat başlarken Meryem için hayat artık son bulmuştur. Meryem suçunu itiraf ettikten sonra idam edilir.Harami ( gayrimeşru çocuk) olarak doğmuştur ancak kahraman bir anne gibi ölür.Leyla, Tarık ve çocuklar savaş biter bitmez Afganistan’a geri döner. Leyla Azizenin daha önceden verildiği yetimhane de öğretmen olur. Hayatı boyunca Meryem’i unutmaz ve hep onun başarılarından mutlu olduğunu bilerek yaşar.

Romanı: konusu, karakterleri ve olayları anlatış biçimi ile çok başarılı bulduğumu söyleyebilirim.Afganistan da olan savaş, evsiz, yurtsuz, hatta kimsesiz kalan insanlar ve kadınlara bu derece köle gibi davranılması insanı derinden etkiliyor. Açıkçası Tarık’ın Leylayı bu kadar kolay bırakıp gidebilmesi, bir anlamda ondan vazgeçmesi bana romanın en güçsüz yeri olduğunu düşündürdü. Yine de her şeye rağmen sonunda kavuşabilmelerine sevindim.Kaderin bir türlü yüzüne gülmediği Meryem ise bu kitapta en beğendiğim karakter oldu.Özellikle suçunu itiraf ettikten sonra idam edilmesi ve yaptığı o büyük fedakârlık beni en çok duygulandıran olaydı.Herkesin her sayfasını büyük bir merakla okuyacağını ve kitabın başından sonuna kadar Meryem ile Leyla'nın yaşadığı çaresizliği hissedeceğini düşünüyorum. Eminim o dönemde kadın olmanın ne kadar zor olduğunu okumakta hepinizin içini sızlatacaktır.Bu roman sizi kimi zaman duygulandıracak, kimi zaman kızdıracak ve kimi zamanda gözyaşlarınızın arasından gülümsetecektir.Dram severler başta olmak üzere, herkese okunmasını tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder